Compare your answer with Tom's.
- Cevabını Tom'unkiyle karşılaştır.
Compare your translation with the one on the blackboard.
- Çevirini tahtada olanla karşılaştır.
You're comparing chalk and cheese!
- Sen tebeşir ve peyniri karşılaştırıyorsun!
You're comparing apples and oranges!
- Sen elmalarla portakalları karşılaştırıyorsun!
Your achievements cannot be compared with mine.
- Başarıların benimki ile karşılaştırılamaz.
We compared his work with hers.
- Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.