karşılaşmamak

listen to the pronunciation of karşılaşmamak
Turkish - English
(neg. form of karşılaşmak ) not to come on
karşılaş
{f} encountered

Tom claims to have encountered supernatural creatures in that wood. - Tom o ormanda doğaüstü yaratıklarla karşılaştığını iddia ediyor.

Today, many problems were encountered. - Bugün birçok sorunla karşılaşıldı.

karşılaş
{f} encountering
karşılaş
{f} encounter

That was our first encounter. - Bu bizim ilk karşılaşmamızdı.

When your eyes encounter a beautiful woman, knock her out. - Gözlerin güzel bir kadınla karşılaştığında, onu çok şaşırt.

karşılaş
meet with

Didn't your mother teach you anything? When you meet with scary people always protect your wallet and your arsehole! - Annen sana bir şey öğretmedi mi? Korkunç biriyle karşılaştığında cüzdanını koru ve kıçını!

Your proposal will meet with significant resistance. - Öneriniz önemli dirençle karşılaşacaktır.

karşılaş
come up

You're going to come up against fierce competition. - Sıkı bir rekabetle karşılaşacaksın.

karşılaşmamak
Favorites