John comes from Florida and his wife from California.
- John Floridalı, karısı ise Kaliforniyalı.
He never sees me without complaining about his wife.
- Karısı hakkında şikâyet etmeden asla benimle görüşmez.
He was bored with his wife, an excellent woman he didn't deserve.
- Hiç hak etmediği, harika bir kadın olan karısından bıkmıştı.
That woman must be his wife.
- Şu kadın onun karısı olmalı.
His spouse is a Japanese woman.
- Onun karısı bir Japon kadın.
You might have mistaken Jane for her sister.
- Jane'i kız kardeşi ile karıştırmış olabilirsin.
Jane couldn't explain the beauty of snow.
- Jane karın güzelliğini açıklayamadı.