kapsamlı

listen to the pronunciation of kapsamlı
Turkish - English
comprehensive

This is a comprehensive approach. - Bu kapsamlı bir yaklaşımdır.

There is no such a thing as a comprehensive textbook. - Kapsamlı ders kitabı diye bir şey yoktur.

extensive

Those selected will have to face extensive medical and psychological tests. - Seçilmiş olanlar kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerle yüzleşmek zorunda kalacak.

comprehensive, extensive, overall
exhaustive
wide

My hobbies are not only wide-ranging but also useful. - Benim hobilerim sadece geniş kapsamlı değil fakat aynı zamanda faydalı da.

across the board
well-rounded
universal
generic
log. extensional, extensive
blanket
comprehensive, broad in scope
{i} sweeping
(Dilbilim,Teknik) inclusive
comprehensive search
wellrounded
overall
far-reaching

That decision will have far-reaching and serious consequences. - O kararın geniş kapsamlı ve ciddi sonuçları olacaktır.

The societal implications of this research are likely to be far-reaching. - Bu araştırmanın toplumsal sonuçları muhtemelen çok geniş kapsamlıdır.

wide ranging
wide-reaching
well rounded
kapsam
{i} scope

The theory of evolution surpasses the scope of my imagination. - Evrim teorisi benim hayal kapsamını aşar.

The problem is beyond the scope of my understanding. - Sorun, anlayışımın kapsamı dışındadır.

kapsamlı çalışma
(Hukuk) comprehensive study
geniş kapsamlı
comprehensive
kapsam
content
kapsam
coverage

The mobile phone you have dialed is either switched off or outside the coverage area, please try again later. - Aradığınız telefon ya kapalı ya da kapsama alanı dışında, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.

kapsam
{i} compass
kapsam
{i} extent
geniş kapsamlı
far reaching
geniş kapsamlı
all-inclusive
kapsam
(Denizbilim) extensive
kapsam
sweep
kapsam
contents
kapsam
extension
kapsam
range
kapsam
(Kanun) covering
kapsam
purview
kapsam
breadth
kapsam
{i} subsuming
kapsam
contextual meaning
kapsam
enclosure
Kapsam
enclosures
genel kültürü kapsamlı kimse
generalist
geniş kapsamlı
sweeping
geniş kapsamlı
well-rounded
geniş kapsamlı
far going
geniş kapsamlı
in depth
geniş kapsamlı
universal
geniş kapsamlı
across the board
geniş kapsamlı
omnibus
geniş kapsamlı
blanket
geniş kapsamlı
comprehensive; all-inclusive
geniş kapsamlı değişiklikler
sweeping changes
geniş kapsamlı olmak
cut across
geniş kapsamlı şey
catchall
gizli ve kapsamlı
deep laid
kapsam
comprehensiveness
kapsam
scope, embrace, extent
kapsam
log. extension, extent
kapsam
gauge
kapsam
(Hukuk) scope, extent
kapsam
scope, range, coverage, extension, extent
kapsam
comprehension
kapsam
scope , enclosure
kapsam
inclusiveness
kapsam
comprehend
kapsam
subsumption