The plant's closure spelt disaster for the town.
- Tesisin kapanması kasaba için felaket anlamına geliyordu.
The closure of the factory will have significant knock-on effects for the town's economy.
- Fabrikanın kapanması, şehrin ekonomisine önemli ölçüde darbe etkisi yapacak.
Protestors rallied in a last-ditch effort to save the medical centre from closing down.
- Protestocular tıp merkezini kapanmaktan kurtarmak için son bir gayretle yürüdüler.
Tom deposited three thousand dollars in the bank just before closing time.
- Tom kapanma saatinden önce bankaya üç bin dolar yatırdı.
Please don't forget to shut the door.
- Lütfen kapıyı kapamayı unutma.
He checked that all the doors were safely shut.
- Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.
There is a possibility that we won't have to shut down the factory.
- Fabrikayı kapatmak zorunda olmayacağımıza dair bir olasılık var.
Tom shut down his computer.
- Tom, bilgisayarını kapattı.
Please do not power off or unplug your machine.
- Lütfen makinenizi kapatmayın ya da fişini çekmeyin.
Would you mind shutting the door?
- Kapıyı kapatır mısın?
Would you mind shutting the door? No, not at all.
- Kapıyı kapatmamın sakıncası var mı? Hayır hiç sakıncası ok.
Within hours, many of the other banks had to close.
- Saatler içinde, diğer bankaların çoğu kapanmak zorundaydı.
Some railroads had to close down.
- Bazı demir yolları kapanmak zorunda kaldı.
Would you mind closing the window?
- Pencereyi kapatır mısın?
Tom deposited three thousand dollars in the bank just before closing time.
- Tom kapanma saatinden önce bankaya üç bin dolar yatırdı.
Some railroads had to close down.
- Bazı demir yolları kapanmak zorunda kaldı.