Definition of kapaklı in Turkish English dictionary
- lidded; furnished with a cover; doored
- covered
- (Tıp) valvate
- (Tıp) valved
- kapak
- lid
The lid doesn't want to come off.
- Kapak çıkmak istemiyor.
There is a lid for every pot.
- Her tencere için bir kapak var.
- kapak
- (İnşaat) cap
Tom was glad that he'd bought a bottle of wine with a screw cap, since he couldn't find his corkscrew.
- Tom tirbuşonunu bulamadığı için vida kapaklı bir şarap şişesi getirdiğine memnun oldu.
Tom collects bottle caps.
- Tom şişe kapakları topluyor.
- kapak
- cover
I found a book with a red cover and decided to borrow it.
- Ben kırmızı kapaklı bir kitap buldum ve onu ödünç almaya karar verdim.
I wrote my name on the cover of all my notebooks.
- Tüm defter kapaklarımın üzerine adımı yazdım.
- kapaklı saat
- hunter
- kapaklı sepet
- hamper
- karton kapaklı kitap
- paperback
The paperback version is cheaper.
- Karton kapaklı kitap versiyonu daha ucuz.
- karton kapaklı
- paperback
- karton kapaklı (kitap)
- soft-cover
- kapak
- shutter
- kapak
- flap
- kapak
- lock
- kapak
- port
- kapak
- seal cover
- kapak
- water gate
- kapak
- apron
- kapak
- operculum
- kapak
- shutting
- kapak
- open cover
- kapak
- cup
- kapak
- door
- kapak
- bascule
- kapak
- fireproof shutter
- kapak
- pelmet
- kapak
- (Havacılık) canopy
- kapak
- (Askeri) bolt
- kapak
- cowl
- kapak
- (Gıda) closure
- kapak
- (Tekstil) shuttle race cover
- kapak
- coverture
- kapak
- opening
- kapak
- (Bilgisayar) covers
Tom is making magazine covers.
- Tom dergi kapakları yapıyor.
For many books, the covers are too far apart.
- Birçok kitap için, kapaklar çok uzaktadır.
- kapak
- protective caps
- kapak
- cover page
Well, that is a nice cover page.
- Eh, o, güzel bir kapak sayfası.
- kapak
- gate
- kapak
- plug
- kapak
- (Tıp) valve
The exit flowrate is proportional to the pressure difference around the exit valve.
- Çıkıştaki akış hızı, çıkış kapakçığının etrafındaki basınç farkıyla orantılıdır.
- kapak
- top
- kapak
- damper
- kapak
- {i} seal
- kapak
- weatherproof hood
- gizli kapaklı
- clandestine, obscure
- gizli kapaklı
- secretive
- gizli kapaklı
- hush hush
- gizli kapaklı
- clandestine
- gizli kapaklı
- undercover, kept secret, clandestine, surreptitious
- gizli kapaklı işleri olan
- slinky
- indirme kapaklı savak
- check sluice
- kapak
- hatch
- kapak
- covering letter
- kapak
- lid, cover, cap; stopper, tap; (kitap) cover
- kapak
- hatchway
- kapak
- (kitap) dome
- kapak
- (Anatomi) valve
- kapak
- bonnet
- kapak
- stopper, tap
- kapak
- capsule
- kapak
- clack
- kapak
- lid, cover
- kapak
- door (of a cupboard, wardrobe, etc.)
- kapak
- (Geometri) segment (of a sphere)
- kapak
- trapdoor
- stor kapaklı
- roll front