Definition of kanunları in Turkish English dictionary
- laws
- Formal, standardized norms that have been enacted by legislatures and are enforced by formal sanctions
- Laser Atmospheric Wind Sounder (EOS)
- Natural Law - Laws that are fundamental to human nature and discoverable by human reason Common Law - System of law based on common custom and precedent Civil Law - Laws dealing with relationships between individuals Criminal Law - Law dealing with offenses against the state, their prosecution and punishment Canon Law - Law of the church courts in the Roman Catholic Church that deals with the rule and administration of the church Roman Law - A system of laws from the Romans which is the basis of modern Civil Law Martial Law - A period when civil authority is inadequate and military force is used to suppress insurrection, riot, or disorder, or to deal with public calamity It usually included the suspension of civil rights or liberties The 10 Commandments - The laws of God for right human conduct to God and to other people
- The official rules of the game prepared by the Croquet Association
- plural of law
- The formal rules which are legally established by a society (in U S , laws are passed by legislatures)
- Acts passed by both houses of Congress and signed by the President or passed over Presidential veto
- The constitutional provisions, legislative statutes or judicial precedents that apply to a court case
- tr>
- The rules adopted by formal governmental action that govern our lives in various respects
- the first of three divisions of the Hebrew Scriptures comprising the first five books of the Hebrew Bible considered as a unit
- are standards of conduct that are enforced by the coercive power of the state Laws tend to be more complex and formal than ethics or morals A society's laws will usually reflect its moral consensus, and the law will establish a ethically minimal standard of conduct Laws, however, are not ethics Some actions may be legal but unethical; some actions may be ethical but illegal
- kanun
- code
You must know the highway code.
-Karayolları trafik kanununu bilmelisin.
The Code of Hammurabi is one of the world's most ancient legal codes.
-Hammurabi kanunu dünyanın en eski yasal kanunlarından biridir.
- kanun
- statute
- kanun
- law
The law is equal for all.
-Kanun herkes için aynıdır.
He feels this new law will restrict his freedom.
-Bu yeni kanunun, özgürlüğünü kısıtlayacağını hissediyor.
- kanunları gevşek
- wide open
- kanun
- (Kanun) legislation
- kanun
- {i} rule
Germany is not ruled by the law of the jungle, but by the rule of law.
-Almanya orman kanunu ile yönetilmez ama hukukun üstünlüğü ile yönetilir.
- kanun
- {i} act
According to Newton's Third Law of Motion Every action has an equal and opposite reaction.
-Newton'un üçüncü hareket kanununa göre her eylemin eşit ve zıt tepkisi vardır.
Go to work, send your kids to school. Follow fashion, act normal, walk on the pavements, watch TV. Save for your old age. Obey the law. Repeat with me: I am free.
-İşe git, çocuklarını okula gönder. Modayı takip et, normal hareket et, kaldırımda yürü, televizyon izle. Yaşlılığın için para biriktir. Kanunlara uy. Benimle birlikte tekrarla: Ben özgürüm.
- kanun
- lege
- kanun
- (Kanun) canon law
- kanun
- (Kanun) statute law
- kanun
- enact
Today a law was enacted which allows abortion.
-Bugün kürtaja geçit veren bir kanun çıktı.
- kanun
- regulate
- kanun
- (Muzik) zither
- kanun
- ordonnance
- kanun
- (Latin) lex
- kanun
- parliamentary act
- kanun
- enactment
- ceza kanunları
- penal code
- cumhuriyet kanunları
- (Kanun) republic laws
- fabrika kanunları
- (Ticaret) factory legislation
- gaz kanunları
- gas laws
- hava kanunları bilimi
- aerostatics
- iç piyasa kanunları, iç piyasa mevzuatı
- (Hukuk) internal market legislation
- kanun
- (Hukuk) act, code, law
- kanun
- law, act, rule; zither
- kanun
- canon
- kanun
- enaction
- kanun
- act of congress
- kanun
- azither-like instrument with seventy-two strings
- kanun
- act of parliament
- koloni kanunları
- (Kanun) colonial law
- liman kanunları
- (Askeri) port and harbour law
- mendel kanunları
- (Biyoloji) mendel laws
- newton hareket kanunları
- (Fizik) newton's laws of motion
- sermaye yeterliliği kanunları
- (Hukuk) capital adequacy rules
- sivil kanunları uygulama dairesi
- (Askeri) civilian law enforcement agency
- tabiat kanunları
- the laws of nature
Related Terms
Definition of kanunları in Turkish Turkish dictionary
- Kanun
- (Osmanlı Dönemi) DESTUR
- kanun
- Dikdörtgen biçiminde, bir köşesi kesik, yassı bir sandık üzerine gerilmiş tellerden oluşan, tırnak adı verilen çalgıçlarla çalınan ince saz çalgısı
- KANUN
- (Osmanlı Dönemi) (C.: Kavânin) Herkesin uyması için devletin teşri kuvveti tarafından konulan her türlü meşru nizam, kaide, emir, nehiy ve yasaklar
- KANUN
- (Osmanlı Dönemi) Kaziye-i külliye. Kâinatta Allah'ın koyduğu değişmez nizam
- Kanun
- yasa
Bu yasayı ıslah etmeliyiz.
-Bu kanunu düzeltmeliyiz.
Kanun, yaşı küçük olanların sigara içmesini yasaklıyor.
-Kanun, reşit olmayanların sigara içmesini yasaklıyor.
- Kanun
- (Osmanlı Dönemi) FİHRİS
- KÂNUN
- (Osmanlı Dönemi) Mangal. Soba
- KÂNUN
- (Osmanlı Dönemi) Sakil, ağır adam
- KÂNUN
- (Osmanlı Dönemi) Kış mevsiminin ilk iki ayı
- KÂNUN
- (Osmanlı Dönemi) Ocak. Ateş yanan yer. Zaman
- KÂNUN
- (Osmanlı Dönemi) Kış mevsimi
- kanun
- Geçerli olan kural: "Dünyanın en büyük kanunu, nefsini müdafaa ve muhafaza etmek için karnını doyurmaktır."- A. Ş. Hisar
- kânun
- (Osmanlı Dönemi) hukuk, yasa
- kânun
- (Osmanlı Dönemi) namus