kanatmak

listen to the pronunciation of kanatmak
Turkish - English
to make (sth) bleed
to make (something) bleed
(Otomotiv) bleeding
kana
{f} bleeding

A doctor quickly cut off his left arm and stopped the heavy bleeding. - Bir doktor derhal onun sol kolunu kesip çıkardı ve ağır kanamayı durdurdu.

There's been an accident. A man is hurt. He's bleeding badly. - Bir kaza oldu. Bir adam yaralandı. Aşırı kanaması var.

kana
{f} bled

I bit my tongue until it bled. - Kanayıncaya kadar dilimi ısırdım.

Georgina bit her lips until they bled. - Georgina kanayıncaya kadar dudaklarını ısırdı.

kana
bleed

A doctor quickly cut off his left arm and stopped the heavy bleeding. - Bir doktor derhal onun sol kolunu kesip çıkardı ve ağır kanamayı durdurdu.

I bleed easily when I am cut. - Kesildiğim zaman kolayca kanarım.

kanatma
bleeding
kana
load line (on the prow or stern of a ship)
kana
canna
English - English

Definition of kanatmak in English English dictionary

kana
plural form of kana
kana
A hiragana or katakana character
kana
The hiragana and katakana syllabaries. These are used to write Japanese words and particles using characters that represent syllables. Kana are derived from kanji
kana
A website which shares revenue with its contributors. From the Hawaiian ka`ana meaning "share"
Kana
{i} village in Lebanon (located southeast of Tyre, Lebanon)
kana
The name of a primarily syllabic script used by the Japanese writing system It comes in two forms, hiragana and katakana The former is used to write particles, grammatical affixes, and words that have no kanji form; the latter is used primarily to write foreign words
kana
The two alphabets used in Japanese, hiragana (qv) and katakana (qv)
kana
a written character; a common name for the three sorts of Japanese writing characters, hiragana, katakana and kanji
kana
{i} Japanese system of syllabic writing
Turkish - Turkish
Kanamasına yol açmak veya kanamasını sağlamak: "... biraz evvel kurdeleyi kestiği makasla oynarken parmağını kanatmıştı."- R. N. Güntekin
Kanamasına yol açmak veya kanamasını sağlamak
(Osmanlı Dönemi) TADRİC
KANA
(Osmanlı Dönemi) Süngüler
KANA
Geminin çektiği suyu göstermek için baş ve kıç bodoslamaları üzerine konulan işaretler
Kanatma
(Osmanlı Dönemi) İFAHE
Kanatma
(Osmanlı Dönemi) İDMA'
kana
Güzel çiçekli bir süs bitkisi
kana
Güzel, hoş, nefis
kana
Japon yazısının hece değerli göstergesi
kanatma
Kanatmak işi
kanatmak
Favorites