Everyone has the right of equal access to public service in his country.
- Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
It is rather ridiculous that, in some countries, a person cannot even release their own work into the public domain.
- Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır.
He entered civil service 20 years ago right after college.
- 20 yıl önce,kolejin hemen adından kamu hizmetine girdi.
My professor sneers at science books for the general public.
- Benim profesör kamu için yazılan bilim kitaplarını küçümsüyor.
He was sentenced to community service.
- O kamu hizmeti cezasına çarptırıldı.
Tom was sentenced to probation and community service.
- Tom, şartlı tahliye ve kamu hizmeti cezasına çarptırıldı.
They didn't oppose the project just because they feared public opinion.
- Onlar sadece kamuoyundan korktukları için projeye karşı çıkmadılar.
Public opinion began to change.
- Kamuoyu değişmeye başladı.
This scandal has severely damaged the public image of our company.
- Bu skandal, şirketimizin kamuoyundaki imajına ciddi olarak zarar verdi.
What matters is the way the public perceives you.
- Önemli olan, kamuoyunun sizi nasıl algıladığıdır.
You have to pay for utilities.
- Kamu hizmetleri için ödeme yapmak zorundasın.
We expect rapid growth of the utilities sector.
- Kamu hizmetleri sektörünün hızla büyümesini bekliyoruz.
Tom was a public servant.
- Tom bir kamu görevlisiydi.
Tom devoted his whole life to public service.
- Tom bütün hayatını kamu hizmetine adadı.
Polis şikâyetçi olunca, savcı otomatik olarak harekete geçer, kamu davası açılır.- Ç. Altan.