We camped there over the holiday.
- Tatil boyunca orada kamp yaptık.
You went back to the camp leaving me alone in the primeval forest.
- Beni ilkel bir ormanda yalnız bırakarak kampa geri döndün.
Will Tom be allowed to go camping with the other children?
- Tom'a diğer çocuklarla birlikte kampa gitmesine izin verilecek mi?
Tom decided that it would be fun to go camping with John and Mary.
- Tom, John ve Mary ile kampa gitmenin eğlenceli olacağına karar verdi.
With both mind and body in their best condition, let's look forward to the newcomers' training camp.
- Onların en iyi durumdaki hem zeka hem de vücutları ile, yeni gelenlerin eğitim kampını dört gözle bekleyelim.
I ran away from the training camp.
- Eğitim kampından kaçtım.
There are three campgrounds in this area.
- Bu alanda üç tane kamp yeri var.
This is a nice-looking campground.
- Burası güzel görünümlü bir kamp alanı.
One gypsy family with their caravan was encamped.
- Bir çingene ailesi karavanlarıyla birlikte kamp yapıyordu.