kalsın

listen to the pronunciation of kalsın
Turkish - English
(düzeltme iptali) stet
kalsın diye işaret koymak
stet
az kalsın
almost

Tom almost got hit by a car. - Tom'a az kalsın araba çarpıyordu.

I almost believed what Tom said. - Az kalsın Tom'un söylediklerine inanıyordum.

kal
{f} remain

How long will you remain in London? - Londra'da ne kadar kalacaksın?

In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life. - Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.

kal
devolve
kal
hover over
kal
{f} stay

We stayed overnight in Hakone. - Bir geceliğine Hakone'de kaldık.

I'd like to stay one more night. Is that possible? - Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?

kal
{f} staying

My uncle is staying in Hong Kong at present. - Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.

Kentaro is staying with his friend in Kyoto. - Kentaro, arkadaşıyla Kyoto'da kalıyor.

kal
{f} remaining

The door remaining locked up from inside, he could not enter the house. - Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.

The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife. - Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı.

üstü kalsın
Keep the change!
adamlık sende/bende kalsın
(Konuşma Dili) 1. You are going to have to do it anyway, so do it now willingly and it will be to your credit. 2. He has treated you badly, but anyhow treat him well
aramızda kalsın
this is for your private ear
aramızda kalsın
between you and me
aramızda kalsın
confidentially speaking
az kaldı/kalsın
almost, nearly
az kalsın
within an ace of doing
az kalsın
nearly

He was nearly hit by the car while crossing the street. - Yoldan geçerken az kalsın araba çarpıyordu.

az kalsın
by a hairbreadth
az kalsın
all but
az kalsın
just
az kalsın
by a hair's breadth
az kalsın
just about
boyunu altında kalsın!
(Konuşma Dili) May he die!
efendilik bende kalsın. I don't want
to be guilty of behaving rudely./I wish to be known as a gentleman/a lady: Efendilik bende kalsın diye ona aynı şekilde cevap vermedim. As I wish to be known as a gentleman I didn't reply to him in kind
erkeklik sende kalsın!
(Konuşma Dili) Behave like a gentleman (and don't be a part of anything mean or underhanded)
geçmiş geçmişte kalsın
let bygones be bygones
geçmişte kalsın
let bygones be bygones
kal
word, talk
kal
snub
kal
remains

He remains calm in the face of danger. - O, tehlike karşısında sakin kalır.

The hotel remains closed during the winter. - Otel kış boyunca kapalı kalır.

sebep olan sebepsiz kalsın! May he suffer
for this! (said of someone who has wronged one)
yiğitlik bende kalsın
(Konuşma Dili) I don't want to be accused of having been the one who acted ungenerously
yiğitlik sende kalsın
(Konuşma Dili) You don't want to be accused of having been the one who acted ungenerously
üstü kalsın lütfen
keep the change please
English - English

Definition of kalsın in English English dictionary

kal
Era
kal
Strife
Turkish - Turkish

Definition of kalsın in Turkish Turkish dictionary

KAL
(Osmanlı Dönemi) (A, uzun okunur) Söz
kal
Bir düşünceyi anlatabilmek için art arda söylenen kelime dizisi
kal
Koparma, sökme
kal
Söz, lakırtı, laf
kal
(Osmanlı Dönemi) bir şeyi kökünden çekip koparmak, azletmek
kal
çekirge
kal
Maden külçelerinin eritilip arındırılması
kal
Laf, söz
kal
Söz, lakırdı, laf
kal
Koparma, sökme, kökünden söküp atma
kal
Bir alaşımdaki madenlerin erime derecesi farkından yararlanarak bunları birbirinden ayırma işlemi
kal
Söz laf
kâl
(Osmanlı Dönemi) söz
English - Turkish

Definition of kalsın in English Turkish dictionary

KAL
(Askeri) kritik unsurlar listesi (key assets list)
kalsın
Favorites