Turkish - English
Definition of kalkık in Turkish English dictionary
- raised
- upturned collar
- upright
- raised (window)
- raised, risen; lifted; erect
- stand up
- tip tilted
- turnup
- upturned
- upturned (nose)
- peeling (paint, skin)
- erect
- (hair) which is bristling or standing on end
- lifted
- risen
- retrousse
- kalkık burun
- tip tilted nose
- kalkık burun
- retrousse nose
- kalkık burunlu
- snub nosed
- kalkık kenarlı şapka
- cocked hat
- kalkık kuyruk
- (Tabiat Doğa) (böcek, haşere) rove beetle
- kalkık uçlu
- snub
- havaya kalkık
- retrousse
- küçük kalkık burunlu
- snub nosed
- ucu kalkık
- retrousse
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kalkık in Turkish Turkish dictionary
- Dik durumda, ucu yukarı doğru olan: "Ve eniştemiz yine kaşlarını, omuzlarını yukarıya kalkık ve başını önüne eğik tutmaya koyulurdu."- A. Ş. Hisar
- Kabararak yerinden ayrılmış
- Düzeyine göre yüksekte olan
- Dik durumda, ucu yukarı doğru olan
kalkık
Hyphenation
kal·kıkResimler
History
Favorites