Tom didn't even attempt to help Mary.
- Tom bile Mary'ye yardım etmeye kalkışmadı.
Don't attempt to do this by yourself.
- Bunu tek başına yapmaya kalkışma.
The train's departure will be delayed.
- Trenin kalkışı ertelenecek.
He got ready for departure.
- O, kalkış için hazırlandı.
They were waiting for the signal to start.
- Onlar kalkış sinyalini bekliyorlardı.
Bad weather delayed takeoff for two hours.
- Kötü hava kalkışı iki saat erteledi.
Please secure your seat belt during takeoff and landing.
- Lütfen kalkış ve iniş sırasında emniyet kemerinizi takın.
Tom watched the helicopter take off.
- Top helikopterin kalkışını izledi.
I like watching planes take off.
- Uçakların kalkışını izlemeyi severim.