kalk

listen to the pronunciation of kalk
Turkish - English
up
got up

During the intermission I got up to stretch my legs. - Molada bacaklarımı germek için kalktım.

She got up to answer the phone. - O, telefona cevap vermek için kalktı.

rise up
gotten up
get up

I always get up at six. - Her zaman altıda kalkarım.

I usually get up at eight o'clock. - Genellikle saat sekizde kalkarım.

{f} take off

I saw a jumbo jet take off. - Bir jumbo jetin kalktığını gördüm.

Their plane will soon take off. - Onların uçakları yakında kalkacak.

kalk borusu
rouse
kalk borusu
clarion call
kalk borusu
reveille

Tom played Reveille on his bugle every morning. - Tom borazanı ile her gün kalk borusu çaldı.

kalk zili
rouse
kalk-sinter
(Jeoloji) calc-sinter
Turkish - Turkish
Bir dilden başka bir dile olduğu gibi çevrilen deyim
kalk borusu
Bir kıtayı veya bir gemideki tayfaları uyandırmak için belirli saatte boru ile verilen işaret