We removed the old furniture.
- Eski mobilyayı kaldırdık.
Poverty is not an accident. Like slavery and apartheid, it is man-made and can be removed by the actions of human beings.
- Yoksulluk tesadüf değildir. Kölelik ve apartheid gibi insan ürünüdür ve insan etkinlikleriyle ortadan kaldırılabilir.
She removed the papers from the desk.
- Kağıtları masadan kaldırdı.
We removed the old furniture.
- Eski mobilyayı kaldırdık.
I forgot to lift the receiver before dialing the number.
- Numarayı çevirmeden önce alıcıyı kaldırmayı unuttum.
He hurt his arm lifting so much weight.
- Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti.
Tom is lifting weights.
- Tom ağırlık kaldırıyor.
When you're about to have exams, lifting weights really does relieve stress, and it's also good for your mind and body.
- Sınavlarınız olduğu zaman, ağırlık kaldırmak gerçekten stresi azaltır, ve bu zihniniz ve bedeniniz için de iyidir.