kaldırılma

listen to the pronunciation of kaldırılma
Turkish - English
cancellation
abolition

The abolition of slavery in Europe eventually reached America. - Avrupa'da köleliğin kaldırılması, sonunda Amerika'ya ulaştı.

He was not an abolitionist. - O, köleliğin kaldırılmasından yana biri değildi.

heaving
(Hukuk) elimination, abolition
kaldır
uninstall
kaldır
cock up
kaldır
{f} removed

She removed the dishes from the table. - Bulaşıkları masadan kaldırdı.

We removed the old furniture. - Eski mobilyayı kaldırdık.

kaldır
deinstall
kaldır
(Bilgisayar) dismount
kaldır
(Bilgisayar) remove

There is a blank space in front of the first letter of this sentence that should be removed. - Bu cümlenin ilk harfinin başında kaldırılması gereken bir boşluk var.

We removed the old furniture. - Eski mobilyayı kaldırdık.

kaldır
(Bilgisayar) unmount
kaldırılmak
go
kaldır
{f} lift

Could an almighty god create a stone that he would not be able to subsequently lift? - Yüce Allah sonradan kaldıramayacağı bir taş yaratabildi mi?

He hurt his arm lifting so much weight. - Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti.

kaldır
raise up
kaldır
{f} lifting

My hobby is weight lifting. - Hobim ağırlık kaldırmak.

My wrists were sore after lifting wieghts. - Ağırlıklar kaldırdıktan sonra bileklerim ağrıdı.

kaldır
{f} cock
kaldır
hoick
kaldır
uncheck
kaldır
upheave
kaldır
(Biyoloji) erect
kaldır
raiseup
kaldır
hoicks
kaldır
unchecked
kaldırılmak
slang to be swiped, be made off with, be stolen
kaldırılmak
(for a weight) to be borne, be supported
kaldırılmak
to be abrogated, cease to be in effect
yürürlükten kaldırılma
abolition
Turkish - Turkish
Kaldırılmak işi
Kaldırılmak
lağvedilmek
Kaldırılmak
lağvolmak
kaldırılmak
Kaldırma işi yapılmak