She removed the dishes from the table.
- Bulaşıkları masadan kaldırdı.
We removed the old furniture.
- Eski mobilyayı kaldırdık.
We removed the old furniture.
- Eski mobilyayı kaldırdık.
She removed the papers from the desk.
- Kağıtları masadan kaldırdı.
Could an almighty god create a stone that he would not be able to subsequently lift?
- Yüce Allah sonradan kaldıramayacağı bir taş yaratabildi mi?
The policeman lifted the box carefully.
- Polis kutuyu dikkatlice kaldırdı.
My wrists were sore after lifting wieghts.
- Ağırlıklar kaldırdıktan sonra bileklerim ağrıdı.
Tom is lifting weights.
- Tom ağırlık kaldırıyor.