We removed the old furniture.
- Eski mobilyayı kaldırdık.
Poverty is not an accident. Like slavery and apartheid, it is man-made and can be removed by the actions of human beings.
- Yoksulluk tesadüf değildir. Kölelik ve apartheid gibi insan ürünüdür ve insan etkinlikleriyle ortadan kaldırılabilir.
First, remove the burrs.
- Önce çapakları kaldırın.
There is a blank space in front of the first letter of this sentence that should be removed.
- Bu cümlenin ilk harfinin başında kaldırılması gereken bir boşluk var.
He wouldn't even lift a finger.
- Bir parmağını bile kaldırmazdı.
The policeman lifted the box carefully.
- Polis kutuyu dikkatlice kaldırdı.
My hobby is weight lifting.
- Hobim ağırlık kaldırmak.
My wrists were sore after lifting wieghts.
- Ağırlıklar kaldırdıktan sonra bileklerim ağrıdı.