Poverty is not an accident. Like slavery and apartheid, it is man-made and can be removed by the actions of human beings.
- Yoksulluk tesadüf değildir. Kölelik ve apartheid gibi insan ürünüdür ve insan etkinlikleriyle ortadan kaldırılabilir.
We removed the old furniture.
- Eski mobilyayı kaldırdık.
There is a blank space in front of the first letter of this sentence that should be removed.
- Bu cümlenin ilk harfinin başında kaldırılması gereken bir boşluk var.
First, remove the burrs.
- Önce çapakları kaldırın.
I forgot to lift the receiver before dialing the number.
- Numarayı çevirmeden önce alıcıyı kaldırmayı unuttum.
He wouldn't even lift a finger.
- Bir parmağını bile kaldırmazdı.
When you're about to have exams, lifting weights really does relieve stress, and it's also good for your mind and body.
- Sınavlarınız olduğu zaman, ağırlık kaldırmak gerçekten stresi azaltır, ve bu zihniniz ve bedeniniz için de iyidir.
My wrists were sore after lifting wieghts.
- Ağırlıklar kaldırdıktan sonra bileklerim ağrıdı.