Search
Translation
Games
Programs
Sign up
Log In
Settings
Blog
About Us
Contact us
Account
Log In
Sign up
Settings
English
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
ç
ı
ğ
ö
ş
ü
â
Online English Turkish and Multilingual Dictionary 20+ million words and idioms.
kalafat
Turkish - English
Definition of
kalafat
in Turkish English dictionary
caulk
caulking; cock, prick
cock
prick
Related Terms
kalafat
demiri
making iron
kalafat
demiri
caulking iron, caulker
kalafat
etmek
calkin
kalafat
etmek
calk
kalafat
etmek
caulk
kalafat
etmek
1. (Denizcilik) to caulk. 2. to repair superficially. 3. to make up (a face)
kalafat
etmek
(gemi) grave
kalafat
etmek
to careen
kalafat
ipi
oakum
kalafat
yeri
graving dock
kalafat
yeri
careening yard, caulking yard
kalafat
çekici
caulking hammer
kalafat
üstüpüsü
oakum
Turkish - Turkish
Definition of
kalafat
in Turkish Turkish dictionary
(Osmanlı Dönemi)
Sahte süs, düzen
(Osmanlı Dönemi)
Geminin tahtalarının aralıklarını üstüpü vs. ile doldurup üzerine zift sürme işi
(Hukuk)
Geminin kaplama tahtaları arasını üstüpü ile doldurup ziftleyerek su geçirmez duruma getirme
Geminin kaplama tahtaları arasını üstüpü ile doldurup ziftleyerek su geçirmez duruma getirme işi
Geminin kaplama tahtaları arasını üstüpü ile doldurup ziftleyerek su keçirmez duruma getirme
Tekne ziftleme
Osmanlı İmparatorluğunda vezir veya yüksek mevkide devlet adamlarının giydikleri bir başlık
Onarma, tamir etme
Aşağısı dar, yukarısı geniş bir çeşit yeniçeri başlığı
Yeni doğan kuzuları soğuktan korumak için yapılan çukur
Kağnı arabasının hayvana bakmaması için yan tarafına üç sıralı konulan parça
Döşeme tahtalarının arasını üstüpü ile doldurup, macun veya ziftle tıkalayarak su geçirmez hale koyma işi
Related Terms
kalafat
yeri
Gemi ve kayıkların onarıldığı yer
kalafat
Hyphenation
ka·la·fat
Resimler
Google Resimler
Bing Resimler
History
kalafat
hesaptan düşme
More...
Clear
Favorites
More...
Clear