kalabalıklaşma

listen to the pronunciation of kalabalıklaşma
Turkish - English

Definition of kalabalıklaşma in Turkish English dictionary

kalabalık
crowd

I heard someone call my name in the crowd. - Kalabalıkta birinin adımı seslendiğini duydum.

Go along with the crowd. - Kalabalık ile birlikte gidin.

kalabalık
crowded

The bus was very crowded. I wish I had taken a taxi. - Otobüs çok kalabalıktı. Keşke bir taksiye binseydim.

The bus was very crowded. - Otobüs çok kalabalıktı.

kalabalık
{i} wilderness
kalabalık
{i} huddle
kalabalık
flock
kalabalık
horde

Tom was surrounded by a horde of screaming fangirls. - Tom bağıran fanatik kızlardan oluşan bir kalabalık tarafından çevrilmişti.

kalabalık
rush hour

The busses are especially crowded during rush hour. - Otobüsler özellikle işe gidiş geliş saatlerinde kalabalıktır.

kalabalık
Host

My host family gave me a hearty welcome. - Kalabalıki ailem bana sıcak bir karşılama yaptı.

kalabalık
{i} drove
kalabalık
rabble
kalabalık
{i} mob

The angry mob overturned cars and smashed storefront windows. - Öfkeli kalabalık, arabaları devirdi ve mağazaların önündeki camları kırdı.

The furious mob attacked the building. - Öfkeli kalabalık binaya saldırdı.

kalabalık
throne
kalabalık
throng
kalabalık
people

It is rude to point at people. - İnsanları işaret etmek kalabalıktır.

A crowd of people gathered around the speaker. - Sözcünün etrafında büyük bir kalabalık toplandı.

kalabalık
(Argo) wuss
kalabalıklaşmak
flock
kalabalık
full
kalabalık
squeeze
kalabalık
assemblage
kalabalık
regiment
kalabalık
dense
kalabalık
multitude
kalabalık
{i} squash
kalabalık
packed
kalabalık
jam-packed
kalabalık
swarm
kalabalık
mass
kalabalık
caboodle
kalabalık
{i} congestion
kalabalık
scrum
kalabalık
a crowd
kalabalık
crowd, throng, concourse, multitude, crush, horde; crowded, thronged
kalabalık
crowd, throng
kalabalık
junk, stuff, clutter
kalabalık
concourse
kalabalık
hive
kalabalık
cram
kalabalık
press

The crowd pressed toward the gate. - Kalabalık kapıya doğru bastırdı.

kalabalık
cohort
kalabalık
multitudinous
kalabalık
populous

Istanbul is the most populous city in Turkey. - İstanbul Türkiye'nin en kalabalık kentidir.

Oslo is the most populous city in Norway. - Oslo Norveçte en kalabalık şehirdir.

kalabalık
crop
kalabalık
gathering

A crowd was gathering around him. - Onun etrafında bir kalabalık toplanıyordu.

There seems to be a big crowd gathering outside our office building. - Ofis binamızın dışında toplanan büyük bir kalabalık var gibi görünüyor.

kalabalık
legion
kalabalık
gaggle
kalabalık
spate
kalabalık
crush
kalabalık
army
kalabalık
thronged
kalabalık
congested
kalabalık
shoal
kalabalık
swarn
kalabalık
scrummage
kalabalık
rushhour
kalabalıklaşmak
congest
Turkish - Turkish
Kalabalıklaşmak işi
Kalabalıklaşmak işi: "Kahve, saat yediden başlayarak kalabalıklaşmaya başladı."- N. Cumalı
Kalabalık
(Osmanlı Dönemi) UKUB
Kalabalık
nas
Kalabalık
kalaba
kalabalık
Çok sayıda insan topluluğu
kalabalık
Gereksiz, karışık şeyler topluluğu
kalabalık
Sayıca çok
kalabalık
Sayıca çok: "Köy kahvesinin içi bu akşam her zamankinden kalabalıktı."- S. F. Abasıyanık
kalabalık
Hoşkin" de denilen bir iskambil oyunu
kalabalık
Çok sayıda insan topluluğu: "Kalabalık içinde zorlukla boş bir masa bularak oturdum."- A. Haşim
kalabalıklaşmak
Kalabalık duruma gelmek
kalabalıklaşma
Favorites