Turkish - English
Definition of kala in Turkish English dictionary
- (a time) before: bitmesine bir saat kala an hour before it ended
- from, before reaching (a place): kente üç kilometre kala three kilometers from the city
- at ... to (used of time): saat dokuza on kala at ten to nine
- to
- poll
- kala kala
- only
- (saat) kala
- to
- ramak kala
- Near miss
- azıcık kala
- short of
Related Terms
English - English
Definition of kala in English English dictionary
- Time (BV-10)
- FI kala
- A persistent data server: a link library providing an engine for applications needing persistence, transactions, crash recovery and rollback, versioning, distribution, and other facilities for which DBMSs are commonly used - /Kala
- Kala Lagaw Ya
- The Pama-Nyungan language spoken in the western Torres Strait Islands
- kala juggah
- A "dark corner" or out-of-the-way area in a bar, dance-hall etc., used for flirtation
Your salon would suit their views admirably, if you respected the religious prejudices of the country and provided plenty of kala juggahs.
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kala in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Buğz, adâvet
- (Osmanlı Dönemi) Ev eşyası, giyim eşyası
- (Osmanlı Dönemi) Sermaye, anamal
- (Osmanlı Dönemi) f. Kumaş
- Gelincik çiçeği
- iri ve boru biçiminde beyaz veya sarı renkli çiçeği olan bir süs bitkisi
- Gelin çiçeği
- Kaldığında: "Frankfurt'a gece yarısından sonra ikiye yirmi kala vardık."- A. Haşim
- Kumaş
- Altı lastik, sayası beyaz ketenden yapılmış spor ayakkabı
- Kaldığında
- Zamanı ve saati söylerken kullanılan söz
- Zamanı belirten sanskritçe kelime
- Anayurdu Güney Afrika olan, gösterişli yaprak ve çiçekleri nedeniyle süs bitkisi olarak yetiştirilen bitki
- Bir çiçek
- Muhafızlarla korunan saray
- kala kala
- Bütünü, olup olacağı, en sonunda
Related Terms
kala
Hyphenation
ka·laPronunciation
Etymology
[ "kä-l&-&-'zä ] (noun.) 1882. Hindi kAlA-AzAr black disease, from Hindi kAlA black + Persian AzAr disease.Resimler
History
Favorites