Our stay in London was too short.
- Londra'da kalışımız çok kısa idi.
She extended her stay by five days.
- Kalışını beş gün uzattı.
Words fly, texts remain.
- Söz uçar, yazı kalır.
How long will you remain in London?
- Londra'da ne kadar kalacaksın?
He stayed in New York for three weeks.
- O, üç hafta New York'ta kaldı.
I can't stay here forever.
- Sonsuza dek burada kalamam.
I should study now, but I prefer staying on Tatoeba.
- Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.
A man named George was staying at a hotel.
- George adında bir adam bir otelde kalıyordu.
There were few students remaining in the classroom.
- Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.
The door remaining locked up from inside, he could not enter the house.
- Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.
The problem remains to be solved.
- Sorun çözülmeden kalır.
The hotel remains closed during the winter.
- Otel kış boyunca kapalı kalır.