kalış

listen to the pronunciation of kalış
Turkish - English
stay of
stay

Tom extended his stay by three days. - Tom kalışını üç gün uzattı.

Tom died during his stay in Boston. - Tom Bostonda kalışı sırasında öldü.

kal
{f} remain

In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life. - Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.

Words fly, texts remain. - Söz uçar, yazı kalır.

kal
devolve
kal
hover over
kal
{f} stay

I want to stay here longer. - Burada daha uzun kalmak istiyorum.

I can't stay here forever. - Sonsuza dek burada kalamam.

kal
{f} staying

A man named George was staying at a hotel. - George adında bir adam bir otelde kalıyordu.

Kentaro is staying with his friend in Kyoto. - Kentaro, arkadaşıyla Kyoto'da kalıyor.

kal
{f} remaining

There were few students remaining in the classroom. - Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.

The door remaining locked up from inside, he could not enter the house. - Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.

bir gecelik kalış
overnight stay
kal
word, talk
kal
snub
kal
remains

The problem remains to be solved. - Sorun çözülmeden kalır.

The hotel remains closed during the winter. - Otel kış boyunca kapalı kalır.

yüzeyde kalış
superficiality
English - English

Definition of kalış in English English dictionary

kal
Era
kal
Strife
Turkish - Turkish
English - Turkish

Definition of kalış in English Turkish dictionary

KAL
(Askeri) kritik unsurlar listesi (key assets list)
kalış
Favorites