kalış

listen to the pronunciation of kalış
Turkish - English
stay of
stay

Our stay in London was too short. - Londra'da kalışımız çok kısa idi.

She extended her stay by five days. - Kalışını beş gün uzattı.

kal
{f} remain

Words fly, texts remain. - Söz uçar, yazı kalır.

How long will you remain in London? - Londra'da ne kadar kalacaksın?

kal
devolve
kal
hover over
kal
{f} stay

He stayed in New York for three weeks. - O, üç hafta New York'ta kaldı.

I can't stay here forever. - Sonsuza dek burada kalamam.

kal
{f} staying

I should study now, but I prefer staying on Tatoeba. - Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.

A man named George was staying at a hotel. - George adında bir adam bir otelde kalıyordu.

kal
{f} remaining

There were few students remaining in the classroom. - Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.

The door remaining locked up from inside, he could not enter the house. - Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.

bir gecelik kalış
overnight stay
kal
word, talk
kal
snub
kal
remains

The problem remains to be solved. - Sorun çözülmeden kalır.

The hotel remains closed during the winter. - Otel kış boyunca kapalı kalır.

yüzeyde kalış
superficiality
English - English

Definition of kalış in English English dictionary

kal
Era
kal
Strife
Turkish - Turkish
English - Turkish

Definition of kalış in English Turkish dictionary

KAL
(Askeri) kritik unsurlar listesi (key assets list)
kalış
Favorites