Words fly away, the written remains.
- Söz uçar, yazı kalır.
Words fly, texts remain.
- Söz uçar, yazı kalır.
He stayed in New York for three weeks.
- O, üç hafta New York'ta kaldı.
I'd like to stay one more night. Is that possible?
- Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?
My uncle is staying in Hong Kong at present.
- Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.
I'm now staying at my uncle's.
- Şu an amcamın evinde kalıyorum.
There were few students remaining in the classroom.
- Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.
Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks.
- Kalan işi çabucak bitirelim ve dışarı biraz içmeye gidelim.
The problem remains to be solved.
- Sorun çözülmeden kalır.
He remains calm in the face of danger.
- O, tehlike karşısında sakin kalır.
Çocukların isteklerini kal'e almadılar.
I've come to say goodbye.
- Hoşça kal demek için geldim.
Tom said goodbye to Mary.
- Tom Mary'ye hoşça kal dedi.