Definition of kafayı in Turkish English dictionary
- head
- on a bat
- kafa
- head
The musician shook his head and pushed his little piano away.
- Müzisyen kafasını salladı ve küçük piyanosunu itti.
The girl, who had her head on the boy's shoulder, looked around in surprise.
- Kafasını erkeğin omuzuna koymuş olan kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı.
- kafa
- mind
It took a load off my mind when our team won the championship.
- Takımımız şampiyonluğu kazandığında kafam rahatladı.
I couldn't sleep well last night because there were lots of things on my mind.
- Kafamda çok şeyler olduğu için dün gece iyi uyuyamadım.
- kafayı takmak
- be obsessed with
- kafayı yemek
- go nuts
- kafayı bulmak
- Get drunk, have a jag on
- kafayı dinlemek
- (deyim) Have peace of mind, possess one's soul in peace
- kafayı toplamak
- (deyim) Overcome a confusion
- kafayı yemek
- Run off the rails, have bats in the belfry, go haywire, be fucked up, be out of one's mind, be off one's nut
- kafayı (yere) vurmak
- 1. to hit the sack, hit the hay. 2. to take to one's bed, get laid up (owing to illness)
- kafayı bulma
- inebriation
- kafayı bulma
- inebriety
- kafayı bulma
- becoming drunk
- kafayı bulmak
- have a jag on
- kafayı bulmak
- slang to be pleasantly tipsy (from drink)
- kafayı bulmak
- to get pissed, to be tanked up, to get tanked up
- kafayı bulmak
- get drunk
- kafayı bulmuş
- boozed
- kafayı bulmuş
- sottish
- kafayı bulmuş
- drunk
- kafayı bulmuş
- jagged
- kafayı bulmuş
- bombed
- kafayı oynatmak
- to go off the rails
- kafayı takma
- possession
- kafayı takmış
- obsessed
She's obsessed with books.
- O, kitaplara kafayı takmış.
When Tom was a kid, he became obsessed with the girl who lived across the street from him.
- Tom çocukken, sokağın karşı tarafında yaşayan kıza kafayı takmıştı.
- kafayı tütsülemek
- slang to get tight, get tipsy
- kafayı vurup yatmak
- hit the sack
- kafayı yedirtmek
- blow one's mind
- kafayı yemek
- to be fucked up, to be out of one's mind, to be off one's nut
- kafayı yemiş
- fucked-up, off one's head
- kafayı yemiş
- out of one's senses
- kafayı çalıştırmak
- to use one's life
- kafayı çekme
- swig
- kafayı çekme
- drinking
- kafayı çekme
- boozing
- kafayı çekmek
- to have booze-up, to booze
- kafayı çekmek
- have a wet
- kafayı çekmek
- colloq . to do some serious drinking, Brit. have a booze-up
- kafayı çekmek
- go on a bat
- kafayı çekmiş
- tanked
- kafayı çizmek
- loose one's senses
- kafayı çizmek
- rave
- kafayı çizmek
- be nuts
- kafayı çizmek
- be out of one's senses
- kafayı çizmek
- (Argo) go out of one´s mind
- kafayı çizmek
- have bats in the belfry
- kafayı çizmek
- flip out
- kafayı çizmek
- go berserker
- kafayı üşütmek
- go bananas
- kafayı üşütmek
- go barmy
- kafayı üşütmek
- to be off one's head, to be fucked up
- kafayı üşütmek
- have bats in the belfry
- kafayı üşütmüş
- off one's chump
- kafayı üşütmüş
- fucked-up
- kafa
- conk
- kafa
- onion
- kafa
- potato
- kafa
- brains
Why did Tom blow his brains out?
- Neden Tom kafasına ateş ederek intihar etti?
Tom has been racking his brains for a solution to the problem.
- Tom soruna bir çözüm için kafa patlatıyor.
- kafa
- bean
- kafa
- chump
- kafa
- intelligence
- kafa
- cast of mind
- kafa
- tete
- kafa
- crumpet
- kafa
- butt
- kafayı yemek
- be fucked up
- kafayı yemek
- flip
- kafayı yemek
- run off the rails
- kafa
- noddle
- kafa
- headpiece
- kafa
- (Argo) lemon
- kafa
- to head
- kafa
- {i} end
We're at our wits' end.
- Kafamız allak bullak olmuş durumda.
- kafa
- head in
- kafa
- a large marble, shoooter
- kafa
- noggin
- kafa
- coconut
- kafa
- pate
- kafa
- sconce
- kafa
- costard
- kafa
- noodle
- kafa
- poll
- kafa
- head, nut; mind, brain, brains, intelligence, head
- kafa
- mind, mental attitude
- kafa
- savvy
- kafa
- knob
- kafa
- nob
- kafa
- nut
Tom is a conspiracy nut.
- Tom kafayı komplo teorileriyle bozmuş biri.
- kafa
- loaf
- kafa
- sconee
- kafa
- skull
Tom's skull has been fractured.
- Tom'un kafatası kırıldı.
A skull shaped asteroid flew by the Earth on Halloween.
- Bir kafatası şeklinde bir asteroid, Cadılar Bayramı'nda Dünya'nın yanından geçip gitti.
- kafayı yemek
- have bats in the belfry
- kafayı yemek
- go haywire
- kafayı yemek
- be touched