Turkish - English
Definition of kafatasları in Turkish English dictionary
- craniums
- skulls
The wall around the hut was made of human bones and on its top were skulls.
-Kulübe etrafındaki duvar insan kemiklerinden yapılmış ve onun üstünde kafatasları vardı.
- kafatas
- skull
The majority of animals have skulls.
-Hayvanların çoğunun kafatası vardır.
Tom has a tattoo of a skull on his chest.
-Tom'un göğsünde bir kafatası dövmesi var.
- kafatas
- brainpan
- kafatas
- cranium
Related Terms
kafatasları
Hyphenation
ka·fa·tas·la·rıResimler
History
Favorites