The mistake cost him his head.
- Hata onun kafasına mal oldu.
A cup of coffee cleared my head.
- Bir fincan kahve kafamı aydınlattı.
It took a load off my mind when our team won the championship.
- Takımımız şampiyonluğu kazandığında kafam rahatladı.
You've got a one-track mind.
- Kafan tek taraflı çalışıyor.
e.g.: I just made it up!.
Tom has been racking his brains for a solution to the problem.
- Tom soruna bir çözüm için kafa patlatıyor.
Why did Tom blow his brains out?
- Neden Tom kafasına ateş ederek intihar etti?
We're at our wits' end.
- Kafamız allak bullak olmuş durumda.
Tom is a conspiracy nut.
- Tom kafayı komplo teorileriyle bozmuş biri.
Tom's skull has been fractured.
- Tom'un kafatası kırıldı.
She keeps a human skull on her desk.
- O, masasında bir insan kafatası tutuyor.