Turkish - English
Definition of kadehten in Turkish English dictionary
- from glass
- kadeh
- glass
Tom poured himself another glass of wine from the bottle.
-Tom kendisine şişeden bir kadeh daha şarap koydu.
Tom poured himself another glass of wine.
-Tom kendisine bir kadeh daha şarap koydu.
- kadeh
- {i} chalice
- kadeh
- (Gıda) wine or liquer glass
- kadeh
- wineglass
- kadeh
- tazza
- kadeh
- drinking cup
- kadeh
- shot
- kadeh
- calix
- kadeh
- goblet
That's a real strongman, bestow upon him a goblet of wine!
-Gerçek güçlü bir adam, ona bir kadeh şarap ver!
This goblet is made of gold.
-Bu kadeh altından yapılmış.
- kadeh
- glass, cup, wineglass, goblet
- kadeh
- goblet; wineglass; liqueur glass
- kadeh
- bowl
- kadeh
- (Botanik) calyx
- kadeh
- eyecup
- kadeh
- calyx
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kadehten in Turkish Turkish dictionary
- Kadeh
- cam
- Kadeh
- kesi
- Kadeh
- (Osmanlı Dönemi) MEDMEC
- Kadeh
- peymane
- kadeh
- İçki içmeye yarar küçük bardak: "Şimdi kadehleri masaya diziyordu."- R. H. Karay
- kadeh
- Kadehte bulunan içki
- kadeh
- İçki içmeye yarar küçük bardak
- kadeh
- Kadehte bulunan içki: "İkinci kadehler bile yarılanmıştı."- T. Buğra