kadar çok

listen to the pronunciation of kadar çok
Turkish - English
as plentiful as
as many as

There are as many as two hundred cherry trees in this park. - Bu parkta iki yüz kadar çok sayıda kiraz ağaçları vardır.

He reads as many as twenty books every week. - O her hafta yirmi kadar çok sayıda kitap okur.

as much as

Tom says he's willing to spend as much as $300 on that gizmo you're trying to sell. - Tom onun senin satmaya çalıştığın o zımbırtıya 300 dolar kadar çok harcamaya istekli olduğunu söylüyor.

He earns three times as much as I do. - O, benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanıyor.

mümkün olduğu kadar çok
as much as possible
yeteri kadar çok
substantially
akıl almayacak kadar çok
as much as you can't even imagine
ne kadar çok
how much
sayılamayacak kadar çok olan
with countless
bu kadar çok
this much

I never knew swimming could be this much fun. - Yüzmenin bu kadar çok eğlenceli olabileceğini bilmiyordum.

I've never seen this much money at once before. - Daha önce aynı anda bu kadar çok para görmedim.

buraya kadar çok iyi
so far so good
ne kadar çok olursa o kadar iyi
the more the better