She is a selfish woman.
- O bencil bir kadındır.
The woman eats an orange.
- Kadın bir portakal yiyor.
She will be the first female Japanese astronaut.
- O ilk Japon kadın astronot olacak.
The qipao is a classic female garment that originated in 17th century China.
- Qipao 17.yüzyıl Çin'inde yaratılmış klasik kadın giysisidir.
Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.
- Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
Women didn't care for him.
- Kadınlar ondan hoşlanmadılar.
She is a selfish woman.
- O bencil bir kadındır.
She walked with her head down like an old woman.
- O, yaşlı bir kadın gibi başını eğip yürüdü.
I was looking at a pretty hen.
- Ben güzel bir kadına bakıyordum.
Women and girls would cross over the street rather than meet him.
- Kadınlar ve kızlar onunla karşılaşmaktansa caddeyi geçmeyi tercih ederler.
The girl has grown into a slender woman.
- Kız ince belli bir kadın haline geldi.
I'm a married woman now.
- Ben şimdi evli bir kadınım.
Why are you hanging around with a married woman?
- Neden evli bir kadınla aylak aylak dolaşıyorsun?
Every Jack must have his Jill.
- Her erkeğin bir kadını olmalıdır.
Mary is one of the most beautiful women I've ever met.
- Mary, şimdiye kadar tanıştığım en güzel kadınlarından biridir.
He left his wife and shacked up with a woman half her age.
- O, karısını terk etti ve yarı yaşında bir kadınla aşk hayatı yaşıyor.
That woman must be his wife.
- Şu kadın onun karısı olmalı.
The thief disguised himself as an old lady.
- Hırsız yaşlı bir kadın olarak kendini gizledi.
That poor lady is disabled.
- Şu zavallı kadın engelli.
At mosques, scarves, skirts and cardigans are offered for women to wear.
- Camilerde kadınlar için örtü, etek ve hırka bulunur.
Mary is a femme fatale.
- Mary bir baştan çıkaran kadın.
The lady's wish is my command.
- Kadının isteği benim emrimdir.