kabul edilmiş

listen to the pronunciation of kabul edilmiş
Turkish - English
uncontested
(Hukuk) adopted
received
admitted
canonical
(itiraz) sustained
conceded
embraced
orthodox
approved
understood
kabul et
(Konuşma Dili) let's face it
kabul et
agree

They agreed to work together. - Birlikte çalışmayı kabul ettiler.

They agreed to work together on the project. - Projede birlikte çalışmayı kabul ettiler.

kabul et
{f} admitted

Tom admitted that he murdered Mary. - Tom Mary'yi öldürdüğünü kabul etti.

Tom admitted that what Mary said was true. - Tom Mary'nin söylediğinin doğru olduğunu kabul etti.

kabul et
{f} conceding
kabul et
concede

The accountant would not concede the mistake. - Muhasebeci hatayı kabul etmezdi.

The professor I was arguing with finally conceded and said I was right. - Tartıştığım profesör sonunda haklı olduğumu kabul etti.

kabul et
{f} postulated
kabul et
acquiesce
kabul et
{f} agreed

They agreed to work together on the project. - Projede birlikte çalışmayı kabul ettiler.

Well, OK, Willie finally agreed. - Tamam, pekala, Willie nihayet kabul etti.

kabul et
accept

They accepted him as the city's best doctor. - Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.

They accepted her as the city's best doctor. - Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.

kabul et
{f} accepted

I had the article accepted by a travel magazine. - Ben, makaleyi bir seyahat dergisi tarafından kabul ettirdim.

They accepted him as the city's best doctor. - Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.

alkışlarla kabul edilmiş
carried by acclamation
başta kabul edilmiş teorem
lemma
herkesçe kabul edilmiş
standard
kabul et
intromit
kabul et
conceded

The professor I was arguing with finally conceded and said I was right. - Tartıştığım profesör sonunda haklı olduğumu kabul etti.

kutsal kabul edilmiş
shrined
üyeliğe kabul edilmiş
initiated
kabul edilmiş
Favorites