kabuğu

listen to the pronunciation of kabuğu
Turkish - English

Definition of kabuğu in Turkish English dictionary

kabuk
crust
portakal kabuğu
orange peel
kabuk
shell

I don't like shellfish. - Kabuklu deniz hayvanlarını sevmiyorum.

What's your favorite kind of shellfish? - Favori kabuklu deniz hayvanın nedir?

yara kabuğu
scab
kabuğu dikenli meyve
hedgehog
kaplumbağa kabuğu
carapace
kaplumbağa kabuğu
shell
kaplumbağa kabuğu
tortoiseshell
kabuk
covering
deniz kabuğu
shell

She was listening to the sea in a sea shell. - O bir deniz kabuğunda denizi dinliyordu.

The Chinese character for money is a stylized drawing of a cowry shell. - Para için Çince karakter, bir deniz kabuğunun stilize çizimidir.

kabuk
skin
kabuk
{i} peel
ağaç kabuğu
bark
bezelye kabuğu
pea pod
kabuk
bark
kabuk
{i} mantle
kabuk
{i} jacket

Did you cook the potatoes in their jackets? - Patatesleri kabuklarıyla mı pişirdin?

meyve kabuğu (soyulmuş)
peeling
sebze kabuğu (soyulmuş)
peeling
beyin kabuğu
(Anatomi) cortex
bezelye kabuğu
(Botanik, Bitkibilim) pod
bezelye kabuğu
peasecod
ceviz gibi yemişlerin kabuğu
nutshell
cheese rind peynir kabuğu
rind
ekmek kabuğu
(Gıda) bread crust
güvenlik kabuğu
security kernel
güvenlik kabuğu
security shell
kabuk
paring
kabuk
pod
kabuk
rine
kabuk
cover
kabuk
{i} integument
meyve kabuğu
peel
patates kabuğu
jacket
peynir kabuğu
(Gıda) cheese-rind
sebze kabuğu
peel
tarak kabuğu şeklinde kesmek
scallop
tohum kabuğu
(Botanik, Bitkibilim) testa
yumurta kabuğu
wireless
yumurta kabuğu
egg shell
kabuk
incrustation
kabuk
husk
kabuk
squama
kabuk
carapace
kabuk
tegument
kabuk
barque
kabuk
shruck
kabuk
crustal
yer kabuğu
(Coğrafya) Earth's crust
ayakının altına karpuz kabuğu koymak
to scheme to get (someone) fired
ayağının altına karpuz kabuğu koymak
to undermine sb's position
ağaç kabuğu zarı
cicatrice
başak kabuğu
glume
bezelye kabuğu
peapod
ceviz kabuğu
walnut shell
deniz hayvanı kabuğu
seashell
deniz kabuğu
cowrie
deniz kabuğu
scollop
deniz kabuğu
cowry

The Chinese character for money is a stylized drawing of a cowry shell. - Para için Çince karakter, bir deniz kabuğunun stilize çizimidir.

deniz kabuğu
scallop shell
deniz kabuğu
sea shell

She was listening to the sea in a sea shell. - O bir deniz kabuğunda denizi dinliyordu.

deniz kabuğu şeklinde desen
scallop
deniz kabuğu şeklinde sahne
band shell
deniz kabuğu şeklinde süslemek
scallop
deniz yumuşakçası kabuğu
conch
dikenli tohum kabuğu
burr
dikenli tohum kabuğu
bur
elektron kabuğu
electron shell
fındık kabuğu
nutshell
helezoni deniz kabuğu
volute
helezoni deniz kabuğu
triton
istiridye kabuğu
oyster shell
kabuk
(kuruyemiş) nutshell
kabuk
hull
kabuk
(midye vb.) shell
kabuk
rind, peel, skin, hull (of a fruit); pod, husk (of a vegetable or grain); shell (of a nut)
kabuk
cockleshell
kabuk
scurf
kabuk
eggshell

Where do I throw these eggshells? - Bu yumurta kabuklarını nereye atarım?

kabuk
(hayvan) carapace
kabuk
scab (of a wound)
kabuk
cockle
kabuk
scale
kabuk
outer covering, cover; (ağaç) bark; (meyve, sebze) pod, rind, peel, shell, skin, jacket; peelings" " soyuntu; skin, scale, shell, carapace; (yeryüzü) crust; (yara) scab
kabuk
scab

The blisters have formed scabs. - Kabarcıklar kabukları oluşturdu.

kabuk
(Anatomi) cortex
kabuk
encrustation
kabuk
shuck
kabuk
(shellfish) shell
kabuk
coat
kabuk
(yara) eschar
kabuk
(bakla vs.) pod
kabuk
Cortes
kabuk
rind
kabuk
peelings
kabuk
(Anatomi) cortex
kabuk
incrustations
kabuk
{f} cast
kabuk
clamshell
kabuk
valve
kabuk
(Anatomi) crusta
kabuk
cowrie
kabuk
shucks
küçük hindistan cevizi kabuğu
mace
kınakına kabuğu
peruvian bark
kınakına kabuğu
cinchona, cinchona bark, Peruvian bark
limon kabuğu
lemon peel
limon kabuğu
(Gıda) lemon rind
limon kabuğu
(Botanik, Bitkibilim) cortex citri fruetus
limon kabuğu gibi small and shapeless
(hat)
mantar meşesi kabuğu
cork
meşe kabuğu
(tabaklamada) tan
meşe kabuğu suyu
(dericilik) ooze
midye kabuğu
cockleshell
motor kabuğu
(Havacılık) engine pod
mısır kabuğu
corn husk
mısır kabuğu
cornhusk
mısır koçanı kabuğu
(Tarım) cornhusk
primer kabuğu
(Botanik, Bitkibilim) primary cortex
sak kabuğu
bast
salyangoz kabuğu
snail shell
sekonder kabuğu
(Botanik, Bitkibilim) secondary cortex
soğan kabuğu
onionskin
sümüklüböcek kabuğu
snail shell
tahıl kabuğu
chaff
tarak kabuğu
scollop
tarak kabuğu
cockleshell
tarak kabuğu
scallop

Tom was taken to the emergency room after eating bad scallops. - Tom kötü tarak kabuğu yedikten sonra acil servise götürüldü.

tarak kabuğu
scallop shell
tarak kabuğu
cockle
tarak kabuğu şeklinde yapmak
scallop
tarak kabuğu şeklindeki kap
scallop shell
tarçın kabuğu
quill
tohum kabuğu
boll
tohum kabuğu açılmak
dehisce
yara kabuğu
eschar
yara kabuğu scab, crust
(over a wound)
yatak kabuğu
bearing shell
yumurta kabuğu
shell

The shell of an egg is easily broken. - Bir yumurta kabuğu kolayca kırılır.

çerez kabuğu
hull
ıhlamur ağacı kabuğu
bass
ıhlamur iç kabuğu
bast
Turkish - Turkish

Definition of kabuğu in Turkish Turkish dictionary

KABUK
(Osmanlı Dönemi) Bazı hayvanların katı mahfazaları
KABUK
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyin dışındaki sert örtü, kışır
Kabuk
kavkı
Kabuk
(Osmanlı Dönemi) KIRF
Kabuk
(Osmanlı Dönemi) SELİHA
Kabuk
kışır
KÂBUK
(Osmanlı Dönemi) f. Yuva. Kuş yuvası
kabuk
Ekmeğin pişme sırasında içinden daha çok sertleşen dış bölümü
kabuk
Bir hayvanı dıştan örten kitinli, kalkerli, silisli, kemiksi veya boynuzsu örtü, kavkı: "Herhâlde kabuklu bir deniz hayvanının kabuğu kesmiş olacak."- S. F. Abasıyanık
kabuk
Bir sıvı veya atmosferi dıştan saran, sert katman
kabuk
Nesneyi örten dış katman
kabuk
Bir hayvanı dıştan örten kitinli, kalkerli, silisli, kemiksi veya boynuzsu örtü, kavkı
kabuk
Bir kimseyi başkalarıyla ilişki kurmaktan uzaklaştıran şey
kabuk
Toprak yüzünde, kimi madensel ve örgensel özdeklerin yığılıp sertleşmesiyle oluşan ince katman
kabuk
Bir öğeciğin çekirdeği çevresinde dolanan eksiciklerin yerleştiği katmanlardan her biri
kabuk
Deri üzerinde bir yaranın veya sivilcenin kurumasıyla oluşan sertçe bölüm
kabuk
Bir şeyin üstünü kaplayan ve onu dış etkilere karşı koruyan, kendiliğinden oluşmuş sertçe bölüm, kışır
limon kabuğu
Çeşitli maddelerin yapımında kullanılan ve limonu çevreleyen kabuk
meyve kabuğu
Meyvenin dış yüzeyini kaplayan kalın tabaka
yer kabuğu
Dünyanın dışını çepeçevre kaplayan, üzerinde karalar ve denizlerin bulunduğu bölüm, yeryüzü
English - Turkish

Definition of kabuğu in English Turkish dictionary

deniz kabuğu
Sea shell
kabuk
dökmek deri
kabuğu
Favorites