Tom doesn't have cable TV.
- Tom'un bir kablolu TV'si yok.
The whole town has cable TV.
- Tüm kasaba kablolu TV'ye sahip.
Tom has a drawer full of USB cables.
- Tom'un USB kabloları ile dolu bir çekmecesi var.
Connect the two cables together.
- İki kabloyu birlikte bağla.
The man connected two wires.
- Adam iki kabloyu bağladı.
If you touch that wire, you'll get a shock.
- O kabloya dokunursan, şok geçirirsin.