kablolu

listen to the pronunciation of kablolu
Turkish - English
having a cable
funicular
(Bilgisayar) cable

The profane language used on network television makes many parents with young children not want to subscribe to cable. - Ağ televizyonda kullanılan saygısız dil küçük çocuklu ebeveynlerin kabloluya abone olmayı istememelerine sebep oluyor.

The whole town has cable TV. - Tüm kasaba kablolu TV'ye sahip.

kablo
cable

Attach the two cables together. - İki kabloyu birbirine bağla.

Tom has a drawer full of USB cables. - Tom'un USB kabloları ile dolu bir çekmecesi var.

kablo
wire

Where did you get that piece of wire? - O kabloyu nereden aldınız?

If you touch that wire, you'll get a shock. - O kabloya dokunursan, şok geçirirsin.

kablolu demiryolu
cable railway
kablolu fren
rope brake
kablolu televizyon
cable television, cable TV
kablolu televizyon
cable television
kablolu televizyonu nasıl kullanabilirim
How do you use cable TV
kablolu tren
funicular
kablolu tren
funicular railway
kablolu vinç
cable winch, blondin
kablolu yayın
cable
kablolu yayın
cablecast
kablolu yayın
cable TV
kablolu yayın
(Hukuk) cable broadcasting services
kablolu yayın
piped TV
kablolu yayın görevlisi
cable guy
kablolu yayın yapmak
cable
kablolu yayın yapmak
cablecast
kablo
{i} lead
kablo
wire rope
kablo
wireline
kablo
(Otomotiv) wiring
kablo
fixture
kablo
{i} flex
kablo
cable , cord
kablo
line
kablo
cable, flex, cord
kablo
rope
kablo
hawser
otelinizin kablolu televizyonu var mı
Does the hotel have cable television
Turkish - Turkish
Kablosu olan
Kablo aracılığıyla işlevini yapan (araç, gereç)
kablolu yayın
Televizyon yayınının kablo, cam iletken vb. bir fiziksel ortam üzerinden halkın alması maksadıyla abonelere ulaştırıldığı yayın türü
KABLO
(Osmanlı Dönemi) Fr. : Telgraf, telefon hatlarında veya elektrik akımı iletmede kullanılan izole edilmiş tellerin bütün
Kablo
telit
kablo
Elektrik akımı iletiminde kullanılan ve yalıtkan bir madde ile sarılı bulunan metal tel
kablolu
Favorites