Turkish - English
Definition of kabine in Turkish English dictionary
- {i} cabinet
The premier and his cabinet colleagues resigned.
-Başbakan ve kabine arkadaşları istifa ettiler.
Every member of the cabinet was present.
-Kabinenin her üyesi mevcuttu.
- cabinet; surgery room, consulting room; cubicle; water closet, toilet hela
- toilet
- council of ministers
- changing cubicle (at a beach, in a store)
- cabinet, council of ministers
- (doctor's) consulting room
- consulting room
- surgery room
- cubicle
- (Kanun) cabinet council
- council
- cabana
- kabine düşmek
- for a government to fall
- kabine kurmak
- form a government
- kabine toplantısı
- cabinet meeting
- kabine çekilmek
- for a government to resign
- kabine üyesi
- (Hukuk) member of the cabinet
- gölge kabine
- shadow cabinet
- gölge kabine pol
- shadow cabinet
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kabine in Turkish Turkish dictionary
- Kabin
- Küçük oda
- Hekim muayenehanesi: "Rengi doktor kabinelerinin kapılarındaki cilalı siyah levhalar gibi parlıyor."- A. Gündüz
- Kabin: "Bir kabineye girip soyundum."- S. F. Abasıyanık
- Bakanlar Kurulu
- Hela
- Hekim muayenehanesi
- KABİNE
- (Osmanlı Dönemi) Küçük oda
- KABİNE
- (Osmanlı Dönemi) Fr. Vekiller hey'eti. Bakanlar kurulu
- KABİNE
- (Osmanlı Dönemi) Doktorun muâyene yeri
Related Terms
kabine
Hyphenation
ka·bi·neResimler
History
Favorites