The suspect wanted to avoid being arrested.
- Şüpheli tutuklanmaktan kaçınmak istedi.
He took a detour to avoid the heavy traffic.
- Yoğun trafikten kaçınmak için tali yoldan gitti.
There's a fine line between tax minimization and tax avoidance.
- Vergi minimizasyonu ve vergiden kaçınma arasında ince bir çizgi var.
Try to keep from crying.
- Ağlamaktan kaçınmaya çalış.
Jack tried to evade paying his taxes.
- Jack vergilerini ödemekten kaçınmaya çalıştı.
Why do you keep avoiding me?
- Benden kaçınmayı niçin sürdürüyorsun.
Tom has a good reason for avoiding Mary.
- Tom'un Mary'den kaçınmak için iyi bir nedeni var.
True science teaches us to doubt and to abstain from ignorance.
- Gerçek bilim bize şüphe etmeyi ve cahillikten kaçınmayı öğretir.
My father tries to abstain from drinking.
- Babam içki içmekten kaçınmaya çalışıyor.