kaçınma

listen to the pronunciation of kaçınma
Turkish - English
abstinence
avoidance

There's a fine line between tax minimization and tax avoidance. - Vergi minimizasyonu ve vergiden kaçınma arasında ince bir çizgi var.

bolt
avoiding

Tom has been avoiding Mary all day. - Tom bütün gün Mary'den kaçınmaktadır.

Tom has a good reason for avoiding Mary. - Tom'un Mary'den kaçınmak için iyi bir nedeni var.

evasion
a woman's veilling herself and avoiding contact with men not related to her
forbearance
sidestep
elusion
sparing
abstention
(Hukuk) abstain
avoidance of
{i} evading
eschewing
goby
flinch
diffidence
kaçınmak
avoid

He took a detour to avoid the heavy traffic. - Yoğun trafikten kaçınmak için tali yoldan gitti.

Today I'm working a little late so as to avoid a rush in the morning. - Sabahleyin bir koşuşturmadan kaçınmak için bugün biraz geç saatlere kadar çalışacağım.

kaçınmak
abstain
kaçınmak
refrain
kaçınmak
{f} beg
kaçınmak
eschew
kaçınmak
balk
kaçınmak
evade
kaçınmak
beware
kaçınmak
get out of
kaçınmak
shun
kaçınmak
{f} spare
kaçınmak
keep away from
kaçınmak
abstinence
kaçınmak
(Ticaret) shirking
kaçınmak
shy away from
kaçınmak
avert from
kaçınmak
get around
kaçınmak
(deyim) give a wide berth
kaçınmak
get out
kaçınmak
beware of
kaçınmak
fudge
kaçın
avert from
kaçın
{f} evading
kaçın
{f} evaded
kaçın
kept from
kaçın
keep from

Try to keep from crying. - Ağlamaktan kaçınmaya çalış.

kaçın
shy away from
kaçın
evade

Jack tried to evade paying his taxes. - Jack vergilerini ödemekten kaçınmaya çalıştı.

kaçınmak
forbear
kaçınmak
circumvent
kaçınmak
cheat
kaçınmak
forbore
kaçınmak
scruple
kaçınmak
draw back
kaçınmak
fight shy of
kaçınmak
refrain from
kaçınmak
shrink
kaçınmak
{f} dodge
adaletten kaçınma
(Hukuk) denial of justice
düşmana ödün vererek savaştan kaçınma
appeasement
işlemden kaçınma
(Hukuk) failure to act
kaçınmak
stand apart
kaçınmak
stow
kaçınmak
refuse
kaçınmak
baulk
kaçınmak
flee
kaçınmak
flee from
kaçınmak
stand aloof
kaçınmak
flinch
kaçınmak
to avoid, get out of
kaçınmak
to avoid, to keep away from, to get out of, to shun, to refrain, to abstain (from sth)
kaçınmak
shirk
kaçınmak
(for a woman) to avoid the company of (men)
kaçınmak
stand aside
kaçınmak
sidestep
kaçınmak
funk
kaçınmak
short circuit
kaçınmak
elude
kaçınmak
steer clear of
kaçınmak
blink
kaçınmak
keep clear of
kaçınmak
{f} chicken out
vergiden kaçınma
tax avoidance
Turkish - Turkish
Kaçınmak işi
Kaçınmak
kaçmak
kaçınmak
Herhangi bir işi yapmaktan veya özverili davranmaktan geri durmak, imtina etmek
kaçınmak
Herhangi bir işi yapmaktan veya özverili davranmaktan geri durmak, imtina etmek: "Dargın çıkan sesinde bir şeyden kaçınan, lüzumsuz bir sakınca anlamı sezdi."- H. E. Adıvar
kaçınmak
(Osmanlı Dönemi) içtinab
kaçınma
Favorites