She was the first girl I'd ever kissed.
- Şu ana kadar öptüğüm ilk kızdı.
She was a young girl about your age.
- Yaklaşık senin yaşında genç bir kızdı.
His girlfriend is Japanese.
- Onun kız arkadaşı Japon.
I sometimes wonder if I am a girl.
- Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
Why is this bird called a robin redbreast?
- Bu kuşa neden kızılgerdan diyorlar?
The girl let the bird loose.
- Kız kuşu serbest bıraktı.
The Joneses love their daughter.
- Joneslar kızlarını sever.
A good daughter will make a good wife.
- İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
That girl who has long hair is Judy.
- Uzun saçlı o kız Judy'dir.
That girl whose hair is long is Judy.
- Saçı uzun olan kız Judy.
The girls wore grass skirts and had flowers around their necks.
- Kızlar çim etekler giyiyordu ve boyunlarında çiçekler vardı.
These girls use white skirts.
- Bu kızlar beyaz gömlek kullanıyor.
There was once upon a time an old Queen whose husband had been dead for many years, and she had a beautiful daughter.
- Biz zamanlar kocası yıllar önce ölmüş olan yaşlı bir kraliçe vardı ve onun da güzel bir kızı vardı.
I've got a queen of hearts.
- Benim bir kupa kızım var.
I resent the way he treated me.
- Onun bana davranma şekline kızıyorum.
They may feel some resentment.
- Biraz kızgınlık hissedebilirler.
Are you still a virgin?
- Hâlâ kız oğlan kız mısın?
I want to marry a virgin girl.
- Bakire bir kızla evlenmek istiyorum.
His girlfriend is Japanese.
- Onun kız arkadaşı Japon.
He married a Canadian girl.
- O, Kanadalı bir kızla evlendi.
I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs.
- Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.
Tom loves fried chicken.
- Tom, kızarmış tavuk seviyor.
Since 1990, eleven female students received the award.
- 1990'dan beri on bir kız öğrenci ödül aldı.
The female student that sat in front of the teacher is from Germany.
- Öğretmenin önünde oturan kız öğrenci Almanyalıdır.
I'm beginning to miss my girlfriend.
- Kız arkadaşımı özlemeye başlıyorum.
In November of 1996, Mars Global Surveyor began a 10 month mission to the Red Planet.
- Mars Global Surveyor Kasım 1996'da kızıl gezegene olan 10 aylık bir göreve başladı.
Mary went back to using her maiden name.
- Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.
The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine.
- Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.
Mary's maiden name is Jackson.
- Mary'nin kızlık soyadı Jackson'dur.
The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine.
- Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.
Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
- Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.
Tom loves fried chicken.
- Tom, kızarmış tavuk seviyor.
Tom gave his daughter a stuffed bunny.
- Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.
Mary wore bunny slippers.
- Mary kız terlikleri giydi.
Jill is the only girl in our club.
- Jill Kulübümüzde tek kız.