kıyam

listen to the pronunciation of kıyam
Turkish - English
Turkish - Turkish
Bir işe girişme, kalkışma, teşebbüs etme
Namazda ayakta durma
Ayaklanma, baş kaldırma, karşı gelme: "Planlı ihtilalin, planlı kurtuluş, kıyam ve savaşının ilk basamağı buydu."- E. İ. Benice. İslam inancına göre, ölümden sonra yeniden dirilip ayağa kalkma
Ayağa kalkmak
İslâm inancına göre, ölümden sonra yeniden dirilip ayağa kalkma
Ayakta durma
(Osmanlı Dönemi) ayakta durma, ayağa kalkma; ayaklanma; ölümden sonra tekrar dirilme; namazın iftitah tekbiriyle rükû arasındaki ayakta durma kısmı
Ayaklanma, baş kaldırma, karşı gelme
Ayağa kalkma, ayakta durma
KIYAM
(Hukuk) Ayakta durma, ayağa kalkma, ayaklanma
KIYAM
(Osmanlı Dönemi) Namazın iftitah tekbiriyle rüku arasındaki ayakta durma kısmı
KIYAM
(Osmanlı Dönemi) Ayakta durmak. Ayağa kalkmak
KIYAM
(Osmanlı Dönemi) Ölümden sonra tekrar dirilmek
KIYAM
(Osmanlı Dönemi) Kıyâmet günü (mânâsına da gelir)
KIYAM
(Osmanlı Dönemi) Canlanmak
KIYAM
(Osmanlı Dönemi) Satılan bir mal hakkında müşteri ile anlaşıp kararlaşma
KIYAM
(Osmanlı Dönemi) Bir işe başlamak, devam etmek
KIYAM
(Osmanlı Dönemi) Ayaklanmak. İsyan
kıyam
Favorites