Sami was dressed in cowboy attire.
- Sami kovboy kıyafeti giyindi.
She is careless about her attire.
- O, kıyafeti hakkında dikkatsiz.
I bought a new dress for her on his behalf.
- Ben onun adına bir yeni kıyafet aldım.
Her dress is blue with white spots.
- Onun kıyafeti mavi ile beyaz benekli.
We went up two floors to reach the apparel stalls.
- Kıyafet tezgahlarına ulaşmak için iki kat yukarı çıktık.
She was wearing a splendid outfit.
- Muhteşem bir kıyafet giyiyordu.
I love the outfit you're wearing.
- Giydiğin kıyafeti seviyorum.
Today sure is hot! I wore the wrong kind of clothing.
- Bugün elbette sıcak! Yanlış türde kıyafet giydim.
Both wore dark clothing.
- Her ikisi de koyu renk kıyafetler giymişti.
We've been invited to a costume party.
- Bir kıyafet balosuna davet edildik.
Tom and Mary attended a costume party.
- Tom ve Mary kıyafet balosuna katıldılar.