Turkish - English
Definition of kıvrak in Turkish English dictionary
- lithe
- {s} agile
- supple
- limber
- clear and fluent (speech or writing)
- tripping
- brisk, agile, lively; fluent akıcı
- neat, spruce (clothing, appearance)
- lissome
- lissom
- strong
- active
- quick
Tom is quick-witted, isn't he?
-Tom kıvrak zekalı, değil mi?
He is a quick-witted man.
-O kıvrak zekalı bir adam.
- brisk
- fluent
- lively
- have one's wits about one
- vivace
- svelte
- kıvrak zekâ
- quick wit
- kıvrak zekâlı
- quick-witted
- kıvrak zekâlı
- nimble witted
- uzun boylu ve kıvrak kimse
- corn stalk
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kıvrak in Turkish Turkish dictionary
- Yerli dokuması kara bezden yapılmış köylü kadın yeldirmesi
- Anadolu'nun kimi yörelerinde kadınların giydiği, mantoya benzer bir tür üstlük
- İnce tülbent veya ipekli baş örtüsü
- Canlı, hareketli, atik
- KIVRAK
- Aceleci
- KIVRAK
- Akıcı, işlek
- KIVRAK
- Güzel, şık, yakışıklı
- KIVRAK
- Canlı, hareketli, atik: "Lastik ayakkabılarının üstünde kıvrak ve çevikti."- H. Taner
- kıvrak kıvrak
- Kıvrak olarak, kıvrakça
Related Terms
kıvrak
Hyphenation
kıv·rakPronunciation
Resimler
History
Favorites