Turkish - English
Definition of kıvrımlı in Turkish English dictionary
- meandering
- circuitous
- wiggly
- (Bilgisayar) crease
- turbinate
- turbinated
- rugose
- pleated
- folded
- corrugated
- serpentine
- curled, curly; twisted; folded
- voluted
- curled
- twisted
Streets are often twisted and narrow in the suburbs.
-Banliyölerde caddeler kıvrımlı ve dardır.
- crinkly
- plaited
- sinuous
- tortuous
- plicate
- volute
- plicated
- {s} curly
- (Tıp) gyrose
- flexuous
- crispate
- twisty
- squiggly
- kıvrımlı hatlara sahip
- curvy
You're not fat. You're curvy.
-Sen şişman değilsin. Sen kıvrımlı hatlara sahipsin.
You're not curvy. You're fat.
-Sen kıvrımlı hatlara sahip değilsin. Sen şişmansın.
- kıvrımlı demir
- corrugated iron
- kıvrımlı iplik kılavuzu
- (Tekstil) loop thread-guide
- kıvrımlı taş
- (Bilgisayar) carved stone
- kıvrımlı bir şekilde
- torsionally
- kıvrımlı dağ dizisi
- (Çevre) folded mountain chain
- kıvrımlı dağlar
- folded mountains, fold mountains
- kıvrımlı hatlara sahip
- curvaceous
- kıvrımlı hortum
- corrugated hose
- kıvrımlı iplik
- looped yarn
- kıvrımlı kanal
- sinuous canal
- kıvrımlı katmanlar
- contorted strata
- kıvrımlı parça
- serpent
- kıvrımlı pelüş
- looping plush
- kıvrımlı pist
- serpentine
- kıvrımlı tabakalar
- contorted strata
- kıvrımlı tırmık sapı
- snath
- kıvrımlı yapı
- (Coğrafya) folded structure
- kıvrımlı yol
- (bowling) bias
- kıvrımlı çizgi
- curlycue
- kıvrımlı çizgi
- curlicue
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kıvrımlı in Turkish Turkish dictionary
- dalgalı
- dalga dalga
- KIVRIMLI
- Kıvrımı olan
Related Terms
kıvrımlı
Hyphenation
kıv·rım·lıPronunciation
Resimler
History
Favorites