Turkish - English
Definition of kıvırcıklaştırma in Turkish English dictionary
- crimping, creping
- crimping
- kıvırcık
- curly
My hair is naturally curly.
-Saçım doğal olarak kıvırcık.
Her hair is naturally curly.
-Onun saçı doğal olarak kıvırcık.
- kıvırcık
- frizzly
- kıvırcıklaştırma makinesi
- crimping machine
- kıvırcık
- wary
- kıvırcık
- curly-head
- kıvırcık
- kinky
- kıvırcık
- fuzzy
- kıvırcık
- curly-fleeced sheep
- kıvırcıklaştırmak
- (Teknik,Tekstil) crepe
- kıvırcık
- curls
- kıvırcık
- carving
- kıvırcık
- curly, frizzy
- kıvırcık
- curled
She curled her hair with curlers.
-Bigudilerle saçını kıvırcık yaptı.
- kıvırcık
- curly head
- kıvırcık
- woolly
- kıvırcık
- frizzy
- kıvırcık
- crisp
- kıvırcık
- a sheep having very curly hair
- kıvırcık
- curly pate
- kıvırcık
- curly; frizzy; kinky
- kıvırcık
- curly fleeced sheep
- kıvırcık
- crispy
- kıvırcık
- nappy
- kıvırcıklaştırmak
- to make curly; to crepe, to crimp
- kıvırcıklaştırmak
- (Tekstil) crimp
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kıvırcıklaştırma in Turkish Turkish dictionary
- kıvırcık
- Daha çok Trakya ve Marmara'da yetiştirilen, beyaz tüylü, ince kuyruklu bir tür koyun, kıvırcık koyun
- kıvırcık
- Küçük küçük kıvrımları olan
- kıvırcık
- Daha çok Trakya ve Marmara'da yetiştirilen, beyaz tüylü, ince kuyruklu bir tür koyun
- kıvırcık
- Kıvırcık marul
- kıvırcık
- Marul
- kıvırcık
- Marmara ve Ege Bölgelerinde yetiştirilen soğuğa dayanaklı olmayan bir koyun cinsi
- kıvırcık
- Küçük küçük kıvrımları olan: "Altı yaşlarında sarı, kıvırcık saçlı bir kız çocuğu, tepine tepine ağlıyordu."- R. N. Güntekin
- kıvırcık
- Bu koyunun eti
- kıvırcık
- Kıvırcık salata
Related Terms
kıvırcıklaştırma
Hyphenation
kı·vır·cık·laş·tır·maResimler
History
Favorites