kısa bir süre içinde

listen to the pronunciation of kısa bir süre içinde
Turkish - English
soon
in a short while
in a while

You'll have to come back in a while: the man dealing with that business has just gone out. - Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.

No one's seen Tom in a while. - Kısa bir süre içinde kimse Tom'u görmedi.

Turkish - Turkish
neredeyse
kısa bir süre içinde
Favorites