There is a crumb in his beard.
- Onun sakalında bir kırıntı var.
Why are there crumbs everywhere?
- Neden her yerde kırıntılar var?
The restaurant owner allowed her to take table scraps home to feed all of her dogs.
- Restoran sahibi tüm köpeklerini beslemesi için onun masa kırıntılarını eve götürmesine izin verdi.
She would often bring home table scraps from the restaurant where she worked to feed to her dog.
- O, köpeğini beslemek için çalıştığı restorandan sık sık masa kırıntılarını getirirdi.
He ate every bit of his dinner.
- Yemeğinin her kırıntısını yedi.
She would often bring home table scraps from the restaurant where she worked to feed to her dog.
- O, köpeğini beslemek için çalıştığı restorandan sık sık masa kırıntılarını getirirdi.
Tom fed his dog table scraps.
- Tom köpeğini masa kırıntılarıyla besledi.