She has started to get a few wrinkles around her eyes.
- O, gözlerinin etrafında birkaç kırışıklık edinmeye başladı.
I was trying to hide my wrinkles.
- Kırışıklarımı gizlemeye çalışıyordum.
His slacks are all wrinkled.
- Onun pantolonlarının hepsi kırışık.
Your shirt is pretty wrinkled.
- Gömleğin oldukça kırışık.