kıpkırmızı

listen to the pronunciation of kıpkırmızı
Turkish - English
bright red

His cheeks were bright red. - Yanakları kıpkırmızıydı.

Mary's face turned bright red. - Mary'nin yüzü kıpkırmızı oldu.

sanguineous
carmine
(deyim) cherry red
ruddy
very red, carmine, crimson
aglow
fiery
very red; carmine; crimson
scarlet
crimson

I eat red (dark red; crimson) potatoes while drinking tea. - Çay içerken kırmızı ( koyu kırmızı; kıpkırmızı) patates yemeyi severim.

kıpkırmızı olmak (yüz)
glow
kıpkırmızı kesilmiş
red-faced
kıpkırmızı olma
ruddiness
kıpkırmızı olma durumu
flushness
kıpkırmızı olmak
glow
kıpkırmızı olmak
turn scarlet
kıpkırmızı olmak
(face) to glow
kıpkırmızı olmak
flush scarlet
kıpkırmızı olmak
flame
kıpkırmızı olmuş
red hot
kıpkırmızı yanaklı
rubicund
kıpkırmızı yapma
rubefaction
kıpkırmızı yapmak
vermilion
Turkish - Turkish
Her yanı kırmızı veya çok parlak kırmızı
KIPKIRMIZI
Her yanı kırmızı veya çok parlak kırmızı: "Annemin kıpkırmızı gözleri, bana rüya görmediğimi söylediler."- Y. Z. Ortaç
kıpkırmızı
Favorites