Turkish - English
Definition of kınama in Turkish English dictionary
- {i} condemnation
- {i} censure
- {i} reprimand
- denunciation
- condemnation, censure
- blame
- reproval
- criticism
- blame, censure, reproach, reprimand, disapproval, reproof
- reproof
- castigation
- reproach
- reprehension
- strafing
- (Hukuk) protest
- strictures
- disapprobation
- denouncement
- animadversion
- disapproval
- reflexion
- reflection
- censorship
- decrial
- obloquy
- animadvert
- kınamak
- {f} censure
- kınamak
- {f} reprimand
- kınamak
- {f} condemn
The doctors were wrong to condemn the couple.
-Doktorlar çifti kınamakta hatalıydılar.
- kınama cezası
- condemnation for
- kınamak
- blame
- kınamak
- denounce
- kına
- (Turizm) henna night
- kınamak
- censorship
- kınamak
- rap
- kınamak
- criticize
- Kına
- alcanna
- Kına
- hena
- Kına
- alkanet
- kına
- condemn
The doctors were wrong to condemn the couple.
-Doktorlar çifti kınamakta hatalıydılar.
Whoever believes in him does not get condemned.
-Kim ona iman ederse kınanmaz.
- kına
- henna
- kına
- henna, Egyptian privet, Jamaica mignonette
- kına
- censure
Many topics were discussed during the interview, but some of them were censured.
-Görüşme boyunca birçok konu görüşüldü ama bazıları kınandı.
- kınamak
- (Hukuk) to censure
- kınamak
- stigmatize
- kınamak
- decry
- kınamak
- remonstrate
- kınamak
- strafe
- kınamak
- disapprove
- kınamak
- fault
- kınamak
- reprobate
- kınamak
- to condemn, to censure, to reproach, to blame, to reprimand
- kınamak
- slate
- kınamak
- reproach
- kınamak
- reprove
- kınamak
- to condemn, censure
- kınamak
- castigate
- kınamak
- cast reflection on smb
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kınama in Turkish Turkish dictionary
- Kınamak işi, ayıplama, takbih
- kınama cezası
- Bir görevlinin iş yerindeki davranışının yasa ve tüzüğe aykırı olduğunu bildiren ceza
- KINA
- (Osmanlı Dönemi) Râzı olmak, kabul etmek
- Kına
- rakan
- Kına
- (Osmanlı Dönemi) YÜRNA
- Kına
- (Osmanlı Dönemi) ULLAME
- Kına
- hınna
- Kına
- hına
- Kına
- (Osmanlı Dönemi) HİZAB
- Kına
- (Osmanlı Dönemi) RAD'
- kına
- Saç ve elleri boyamakta kullanılan toz
- kına
- Kına ağacının kurutulmuş yapraklarından elde edilen, saç ve elleri boyamakta kullanılan toz: "Genç güzel aşçı kadının kirpiklerinde sürme, parmaklarında kına yoktu."- A.Gündüz
- kına
- Kına ağacının kurutulmuş yapraklarından elde edilen, saç ve elleri boyamakta kullanılan toz
- kına
- Aynı adı taşıyan ağacın kurutulmuş yapraklarından elde edilen, saç ve elleri boy amakta kullanılan toz
- kınamak
- Yapılan bir işin kötü olduğunu belirtir bir biçimde söz söylemek, ayıplamak, takbih etmek
Related Terms
kınama
Hyphenation
kı·na·maPronunciation
Resimler
History
Favorites