There's a hair in my soup.
- Çorbamda bir kıl var.
The skin of animals is covered with hair.
- Hayvanların derisi kıllarla kaplı.
Dan strangled Linda with a pillow case.
- Dan, Linda'yı yastık kılıfıyla boğdu.
Tom took the pillowcase off the pillow.
- Tom yastıktan yastık kılıfını çıkardı.
Fiber-optic cables are made up of tiny glass fibers which are as thin as human hairs.
- Fiber-optik kablolar insan kılları kadar ince minik cam elyafından oluşur.
Tom raised his hairy fist.
- Tom kıllı yumruğunu kaldırdı.
Tom has really hairy arms.
- Tom'un gerçekten kıllı kolları var.