kılık

listen to the pronunciation of kılık
Turkish - English
famine
disguise

He was not aware that the praise was a satire in disguise. - O, övgünün kılık değiştirmiş bir hiciv olduğunu fark etmedi.

Tom disguised himself as a policeman. - Tom, bir polis olarak kılık değiştirdi.

regalia
habiliment
garb
appearance; dress, costume; guise
(outward) appearance (of someone)
form, shape
dress
jersey
attire
guise
appearance
apparel
likeness
getup
vesture
kılık değiştirme
disguise

Anti-intellectualism is often couched in the disguise of criticizing elitism. - Entelektüel karşıtlık, çoğunlukla elitizm'i eleştirmenin kılık değiştirmesiyle ifade edilir.

I'm planning to disguise myself as a doctor. - doktor olarak kılık değiştirmeyi planlıyorum.

kılık değiştirmek
masquerade
kılık değiştirerek
incognito
kılık değiştirme
incognito
kılık değiştirmek
disguise
kılık değiştirmek
to alter completely one's appearance
kılık değiştirmemiş
undisguised
kılık kıyafet
fashion
kılık kıyafet
appearance
kılık kıyafet
appearance of someone
kılık kıyafet
rig
kılık kıyafet
(outward) appearance (of someone)
kılık kıyafet
the outer man
kılık kıyafet düşkünü
(someone) whose appearance is shabby or unprepossessing
kılık kıyafet, köpeklere ziyafet
(Konuşma Dili) He looks like something the cat brought in
kılık kıyafeti düzmek
to renew one's wardrobe, fit oneself out with new clothes
sahte kılık
disguise
Turkish - Turkish
Bir kimsenin resmi, fotoğraf
Bir kimsenin giyinişi, dış görünüşü, giyim, üst baş, kıyafet, kisve
Bir kimsenin giyinişi, dış görünüşü, giyim, üst baş, kıyafet, kisve: "Delikanlı kopuklar, kılıklarından, giyinişlerinden belli oluyorlar."- M. Ş. Esendal
eşkal
kisve
kılık kıyafet
Üst baş ve dış görünüş
kılık kıyafet
Giysi
kılık kıyafet düşkünü
Giyecekleri eskimiş veya kötü olan
kılık kıyafet düşkünü
Kılık kıyafete düşkün kimse, giyinmeyi seven kimse
kılık
Favorites