kılıflı

listen to the pronunciation of kılıflı
Turkish - English
furnished with a case, cover, holster, tunic, or sheath
sheathed
kılıf
sheath

A sheath for a sword is a scabbard. - Kılıcın kılıfına kın denir.

kılıf
cover

I used to make sure I put a cover over my motorcycle at night. - Ben gece motosikletimin üstüne bir kılıf koyduğumu sağlama alırdım.

Tom put a cover over his car. - Tom arabasının üstüne bir kılıf koydu.

kılıf
case

Tom opened his guitar case and took out his guitar. - Tom gitar kılıfını açtı ve gitarını çıkardı.

I want to buy a new guitar case. - Yeni bir gitar kılıfı satın almak istiyorum.

kılıf
envelope
kılıf
condom
kılıf
jacket
kılıf
scabbard

A sheath for a sword is a scabbard. - Kılıcın kılıfına kın denir.

kılıf
(Etnoloji, Budunbilim) holster

Tom removed his gun from his holster. - Tom silahını kılıfından çıkardı.

Tom holstered his gun. - Tom tabancasını kılıfına koydu.

kılıf
covering
kılıf
boot
kılıf
housing
kılıf
etui
kılıf
(Gıda) capsid
kılıf
cozy
kılıf
cladding
kılıf
can
kılıf
dartos
kılıf
cosy
kılıf
tunica
kılıf
shruck
kılıf
husk
kılıf
garment
kılıf
slipcover
kılıf
biol. sheath
kılıf
vagina
kılıf
tick
kılıf
casing

Sami's killer cleaned up the shell casings. - Sami'nin katili, kabuk kılıflarını temizledi.

kılıf
case, cover; sheath, scabbard; sheath, condom prezervatif
kılıf
case, cover
kılıf
guise
kılıf
dust cover
kılıf
(Anatomi) , (Zooloji) tunic
kılıf
(Nükleer Bilimler) shroud
kılıf
tunic
kılıf
fig leaf
kılıf
theca
kılıf
sheathing
Turkish - Turkish
Kılıfı olan veya kılıf içinde bulunan
kılıf
Bir şeyi korumak için kendi biçimine göre, çoğunlukla yumuşak bir nesneden yapılmış özel kap
kılıf
Yolsuz bir işe bulunan sudan gerekçe
kılıf
Bir şeyi korumak için kendi biçimine göre, çoğunlukla yumuşak bir nesneden yapılmış özel kap: "Bütün vücudu sanki ziftten bir kılıf içine tıkılmış gibi idi."- Y. K. Karaosmanoğlu
kılıflı
Favorites