kıçı

listen to the pronunciation of kıçı
Turkish - English
(Ticaret) poop
To tire, exhaust. Often used with out
To break seawater with the poop of a vessel, especially the poop deck
To make a short blast on a horn
{f} wash over the stern of a ship (as by a wave); be washed over the stern of the ship; (Slang) make tired, leave breathless; (Slang) defecate, excrete feces, empty one's bowels
To defecate
To make a noise; to pop; also, to break wind
To strike in the stern, as by collision
See 2d Poppy
Excrement
A slothful person
See Poop deck, under Deck
obscene terms for feces
a stupid foolish person
slang terms for inside information; "is that the straight dope?"
To tire out
The stern of a ship
A deck raised above the after part of a vessel; the hindmost or after part of a vessel's hull; also, a cabin covered by such a deck
kıç
ass

When you're preparing food for someone, please don't pick your nose, scratch your ass, or sneeze in your hands. - Eğer birisi için yemek hazırlıyorsan, lütfen burnunu çekme, kıçını kaşıma veya ellerine hapşırma.

I laughed my ass off when they told me that joke. - Bana bu şakayı anlattıkları zaman kıçımla güldüm.

kıç
stern

The ship had taken on water and was down by the stern. - Gemi su almış ve kıç tarafı aşağı inmişti.

kıçı kırık
slang trifling, piddling, trivial
kıç
{i} hip
kıç
{i} arse

Didn't your mother teach you anything? When you meet with scary people always protect your wallet and your arsehole! - Annen sana bir şey öğretmedi mi? Korkunç biriyle karşılaştığında cüzdanını koru ve kıçını!

kıç
backside
kıç
{i} buttocks
kıç
{i} seat
kıç
ham
kıç
(Askeri) abaft
kıç
hind part
kıç
(Argo) date
kıç
can
kıç
bum
kıç
poop
kıç
posterior
kıç
prat
kıç
rump
kıç
breech
kıç
haunch
kıç
nates
kıç
behind
kıç
bottom

Because of yesterday's heavy snow, the ground is very slippery. As soon as I stepped outside, I slipped and fell on my bottom. - Dünkü şiddetli kar yağışından dolayı, yer çok kaygandı. Dışarıya adım atar atmaz kaydım ve kıçımın üstüne düştüm.

kıç
buttocks, bottom, butt, behind, rump
kıç
rear end
kıç
tail
kıç
tail end
kıç
arse [sl.]
kıç
ass [sl.]
kıç
(Denizcilik) stern, poop
kıç
hind, back
kıç
rump [sl.]
kıç
slats [sl.]
kıç
nates [sl.]
kıç
buttocks, bottom, rump, posterior, backside, behind, bum, rear; hind part; stern
kıç
hindquarters
kıç
bum [sl.]
kıç
prat [sl.]
kıç
rear
kıç
(gemi) poop
kıç
haunches
kıç
prov. leg; foot
kıç
butt [sl.]
kıç
fanny [sl.]
kıç
fundament
kıç
buttock
kıç
{i} slats
kıç
{i} fanny
pantolon kıçı
seat
Turkish - Turkish

Definition of kıçı in Turkish Turkish dictionary

kıçı kırık
Önemsiz, değersiz şey veya kimse
kıç
(Argo) (Argo) Got
Kıç
mabat
Kıç
makat
kıç
Art taraf
kıç
Baharda kayısı ve erik ağaçlarında görülen parlak ve yapışkan madde
kıç
Kuyruk sokumu bölgesi, popo, makat
kıç
Bacak, ayak
kıç
Deniz teknelerinde art taraf: "Pantolonunu, ceketini fırlatır, kıç altındaki âdeta kamaramsı yere sokulur, düşünürdü."- S. F. Abasıyanık
kıç
Arka bölümde olan
kıçı
Favorites